Kendimi kendimle aldattım bu gece, ne hissetim diye sorarsan ? acısı sonradan çıkan şerbete
benziyordu kırıntıları.
Ruhum benden önce kapıdan içeri süzülüp oturdu bardaki tabureye. Gözler yavaş yavaş üzerime dönmeye başladı.
Dekoltem aç kurtların iştahını kabartmaya başlamıştı, tenimden yayılan parfümle sersemleyen aciz kalpler, teker teker kendinden geçiyordu.
Ne mantık, ne de duygu yaşıyordu burada, hazdan başka her şey kendini öldürmüştü .
Ruhumu izlemek için içeri girdim, sesimi duymuyor, yanından geçerken bile beni görmüyordun.
O taburede oturan , gerçeğin içindeki hayaletimdi çünkü. Rüyada ikiye bölünmüş halinle yaşadıklarına bakıp, diğer sana söz geçirememekti bu…
Siyah takımlı, içi cesaret iksiri dolu kristal bardakları, ellerinde purolarıyla dolaşan adamların arasındaki halimi seyrediyordum barın diğer köşesinden.
Karşısındaki kadını güneş doğana kadar tanımaya programlanmıştı çoğu. Vücudun kıvrımlarını keşfetmek, ruhun karmaşık köşelerini tanımaktan daha kolaydı ne de olsa.
Cüzdanlarından kendi fotoğrafları, yüreklerinden ise sadece Şeytan’ın kanı dökülüyordu.
Yanımda oturan kadınların izlerine takıldı gözlerim bir zaman sonra, kimininki damarları kadar uzun , kimininki ise ufak çiziklerden ibaretti.
Yüzleri boyalı palyaçolardan hangisi her şeyini ortaya koyup bütün bu izleri kapatmaya söz verebilirdi acaba ?
Pistin ortasında dünyanın en mutlu Tanrıçası’nın elbisesini çıkartmaya başladım
yavaş yavaş, zamanın neşterinin dokunmadığı nerdeyse hiç bir yer kalmamıştı.
Onu neyin bu hale getirdiğini sormak istesem de , yolun sonuna bu kadar gelmişken,
uzattığım umudun kurtarmayacağını anladım.
Havada dolaşan notalar her şeye rağmen, kokteyllerin renkleriyle özgürlük şarkıları söylemeye
devam ediyordu.
Seni kalabalığın içinde kaybettiğimi sandığım an, isimsiz bir hayaletin kollarında çıktın karşıma.
Kolundan tutamadım, gitme desem de, o sese yine sadece ben gelecektim….
Bindiğin arabanın kapısı kapanırken, sadece sahte tebessümün kenarındaki dikiş izini gördüm.
Şimdiye kadar benim bile benden sakladığım dikiş izini…
MURAT DİNDE
YAZARA E-POSTA GÖNDER