>

KÖŞE YAZILARI | MURAT DİNDE

Beyaz

Kalbimin ucundaki iğnede hatıralardan tozlanmış plaklar gibi dönseydin keşke. (Murat Dinde)
 
   
 
 
     

Kalbimin ucundaki iğnede hatıralardan tozlanmış plaklar gibi dönseydin keşke.
Hep daha fazlasını hayal ettikçe, aç gözlülüğün kapanmayan iştahını yenemedin.
Korkulardan mı ? yoksa benzerimizle karışlaşamama ihtimalinden mi ? her şey bitti diyemedik.
Her yeni yüzde teninin dokunulmamış o narin halini arayacaktım.
Yokluğundan sonra yaşayacaklarım teselli, elime çarpan yabancılar ise yaramın üzerindeki birkaç dikişlik halüsülasyonlardan ibaret olacaktı.

Yere düşen yaprağın yasındaki damlalar daha kurumadan, diğer bir yeşile dönüp bakamazdım.
Yastığıma sinen kokundan başkasını ciğerlerime çekemezken, etle tırnak olmuş heyecanlarımızın arasına başı boş duygular girip bağdaş kuramazdı bir anda…

Hesapsız bir kahve molasında tenime değen sıcak duyguların fragmanları bile,
beni gerçekliğinden uzaklara götüremezdi.
Sahte sevgilerin kumaşıyla giydirilmiş figüranların kısa filmlerini izlemekten artık sıkılmıştım.
Hırsların siyahı, aşkın beyazını bu kadar kirletmişken elinde kalan gri topuyla umutlarına koşmaya çalışan hayalperest çocuğa benziyordu hayallerim.
Tanrı bile kendi dünyasındaki doğrulara yanlışlara karışmazken, ben seni bir türlü kendi haline bırakamadım.
Bunun cezasını yüzüme vurduğun yüzlerce kırbaçla çekseydim, infaz bile yanında ödül kalırdı. Merhamet dileyenler affedildiğinde, suçların bedelini vücutlarında görmedikçe,
günaha tekrar bulaşırdı çünkü.

Sokağın sonundaki kapıya kendini kaybetmeden yürümek bu yüzden zordu. İradenin düşmanları, benzersiz sesleri, sıra dışı kokuları, gözleri kör eden güzellikleriyle her yerden karşıma çıkıyordu.
Sonsuz zevk, o cazibeli kadınların açılmamış sımsıcak şifrelerinde mi ? yoksa sana olan sadakatimin beni bekleyen mükafatında mı gizliydi ? bilemedim.
Onlara kapılmadan yaşamak, yaşamaya alışmışken ölümün ansızın geleceğine inanmak kadar zordu sanki…
Yaşamın o dar sokağından koşarak geçenlerin yanında , sabırla işlediğim sadakatin resmini sana şimdik verecektim. O tanımlanamayan hazza, derinlerinden kopan çığlığın elleriyle dokunacaktın.
Bu mucizenin adı birbirine değmeden yere inen kar tanelerinden farksızdı. Seni onların arasına saklayıp, üzerime yağacağın günü öte dünyada sabırla bekleyecektim.

Murat
Bebek


MURAT DİNDE
YAZARA E-POSTA GÖNDER

 

Diğer yazıları liste halinde görmek için tıklayın >

Favorilerinize ekleyinAnasayfaya dönPaylaşın
cosmoturk önerisi
GÜNLÜK FALINIZ
HAVA DURUMU
Anket
Aşk mı, Para mı?
Aşk
Para
>