Jelly Bean'leri bilir misiniz? 28 gr.lık bir kutu içerisinde minik minik şekerlemeler. 35 farklı lezzet. Armut aromalısından, yaban kirazlısına, çilek smoothieden marshmallow aromalısına, pembe greyfurttan mandalinalısına kadar değişik 35 lezzet. Görüntü itibariyle küçük farklar dışında hepsi aynı. Fakat lezzet olarak hiçbir ortak noktaları yok, tatlı olmaları dışında.
Peki neden yazıya böyle bir başlık seçtim? Açıklayayım;
İki gündür hasta olduğumdan şirketten üzülerek! biraz uzak kaldım ve tembelliğin keyfine vardım. Bu güzel havada evde olmak beni hiç mi hiç rahatsız etmiyor çünkü o kadar yoğun çalışıyorum ki dinlenebilmek için ancak yataklara düşmeye ihtiyacım var. Her neyse, bu iki günlük tembellik sürecinde bolca düşünme şansım oldu. Lezzetli olan herşeyi severim, birçok insanın üzerine çok farklı şeyler düşündürür bana. Bu minik tatlı yaramazları yerken de ( her bir şekerleme 4 kalori içerse bile... ) bolca düşünme şansım oldu. Tatlarını doya doya hissederken fark ettim ki bu şekerlemeler aynı erkeklere benziyor, neden mi? Bir kere aynı gibi görünseler de her biri farklı tatlara sahip. Tat deyince aklınıza hemen öyle edepsiz şeyler gelmesin. Tamam, biraz gelebilir ama asıl kasdettiğim onlar değil. En azından başlangç olarak :)
Sakin olup üst üste yemediğinizde her birinin tadını ayrı ayrı alabiliyor ve analiz edebiliyorsunuz. Eğer üst üste yemek gibi bir hata yaparsanız yalnızca alışılmış bir şeker tadı alırsınız ki bu da size hiç keyif vermez tabi aradığınız farklılık değilse. Renklerindeki benzerliğe de aldanmayın keza aynı renk gibi görünen mandalina ve tutku meyvesi arasında çok ince bir çizgi halinde renk farkı olmasına rağmen tatları arasında dağlar kadar fark var. Erkeklerde böyle değil mi? "Hepiniz aynısınız" cümlesini kurduğunuz anda baştan yeniksiniz. Biz kadınlar aynı olmadığımız gibi erkeklerde aynı değiller. Sanıldığının aksine yüzeysel de değiller. Sadece kafaları bizim kadar şeytanlığa çalışmıyor, hepsi bu. Bunu da bir eksi olarak görmemek gerek zira çok iyi biliyorsunuz ki istedikleri zaman fazlasıyla komplike düşünebiliyorlar. O yüzden lütfen beylere sıradan, ayrıntısız ve aptal mahluklar gibi bakmaktan vazgeçin.
Ne zaman yiyeceğinizi bilmelisiniz. Tıka basa bir yemeğin üzerine yerseniz ne enerji verir ne de keyif. Aç karna yendiğinde de yalnızca insanın içini bayar. Kararında bir yemekten sonra yediğinizdeyse tadına doyum olmaz! Çok hoşlandığımız bir adamı elde etmek uğruna yapmayacağımız şey yok, kimse itiraz etmesin. Bunu yaparken o adamın içinde bulunduğu durumda umurumuzda bile değil. Yeni bir ilişkiden çıkmış olması, hayatında bir ilişkiye yer vermek istememesi, birçok kadınla takılmak istemesi ya da boşanmış olması. Bunların hiçbiri umurumuzda değil. O anda önemli olan o adamı elde edebilmek, kadınlar arasındaki en kaba tabiriyle ağımıza düşürebilmek. Sonrası? Sonrası malum.
Adam ilk günlerin heyecanından sonra sıkılmaya başladığında çıkıveriyor bu nedenler gün yüzüne. Sonrasında bize "Yeni bir ilişkiye hazır değilim" dediğinde başlıyoruz feryat figan kız arkadaşlarımıza yakınmaya. Ne oldu? Çok mu üzüldük? Tabi ki hayır. Elde edememenin verdiği eziklik altında yanıp kavruluyoruz yalnızca ve reddedilmenin dayanılmaz ağırlığı daha çok eziyor bizi. Burada beylere "Aferin, böyle devam edin" demiyorum tabi ki. Bir ilişkiye hazır değilsen ya da günü birlik hiç olmadı one night stand ilişkiler peşindeysen karşı tarafa da buna göre elektrik vermelisin. Eğer karşı tarafın alengirli oyunları bir süreliğine de fikrini değiştirebiliyorsa ya istediğinden emin değilsin ya da kendinden. Ama günah keçisi olmak için yeterli bir sebep değil. Baştan çıkaran sizseniz sonuçlarına da hazırlıklı olmalısınız.
***
Kadınlar ciddi anlamda birbirini gaza getiren yaratıklar. Siz siz olun ilişkinizde bir problem yaşadığınızda en yakın arkadaşınız dahi olsa bir kadına anlatmayın, en azından hemen. Çünkü mutlaka geçmişten gelen bir kuyruk acısı vardır. Evet hoş bir tabir değil ama öyle. Bu kuyruk acısının verdiği gazla eski sevgilisinden alamadığı intikamı sizin üzerinizden sizin sevgilinizden alacaktır. Çok iyi niyetli biri olabilir, sizi çok sevebilir, çok yakın bir arkadaşınız olabilir ama tüm bunlara rağmen duygusal düşüneceği için yarardan çok zararı dokunacaktır. Kaldı ki sevdiğiniz adamı sizden iyi kimse tanıyamaz. Dolayısıyla ilişkinizle ilgili sorunlarda bir başka kadından değil kendinizden destek almalısınız. Olaylar biraz yatıştığında da sevgilinizden tabi...
Mutlaka bir problem olmak zorunda da değil. Her mutlu anınınızı, sevgilinizle hafta sonu nereye gittiğinizi, ne yaptığınızı, sizi nasıl öptüğünü de en yakın arkadaşlarınızın bilmesine gerek yok. "Sıpeşıl Layf" kavramını hayatınıza adapte etmediğiniz sürece ilişkinizden mutluluk beklemeniz pek mantıklı bir beklenti olmaz. "Özel" daima özelde kalmalı. Ayrıca bu kadar ayrıntıyı bilen o "en yakın kız arkadaş" ın sevgilinizle bir araya geldiğinde paranoyak gibi "Ona neden öyle baktı?", "Neden gülümsedi?" sorularına cevap arar durursunuz.
Boş keseden atmıyorum, tecrübeyle sabit. Bunu yaşayan o kadar çok kız arkadaşım var ki sakın böyle yapmayın demek için yeterli gözleme sahibim. Dinleyin, göreceksiniz. Sanki biz bilmiyoruz diyenleri görür gibiyim. Biliyorsunuz da neden halâ aynı hataları tekrarlıyorsunuz efenim?
Sevgiler.
ÇİSEM SOYLU
YAZARA E-POSTA GÖNDER