İlginç bir meditasyon şeklidir bu ve YALNIZCA bayanlara özeldir. Bu tip rahatlama tekniği genel olarak sadece bayanlara özeldir ve en güzel rahatlama tekniğidir belki de.
Canlanmak ve tazelenmek insana hep iyi gelir. Yüzümüze verdiğimiz renk, üzerimize giydiğimiz kıyafetler, sıktığımız koku ve daha bir çoğu..
Kadın ruhu hassastır, kırılmaktan korksa da belli etmeyecek kadar güçlüdür aslında, ama kırıldığında da nefesi kesik kesik gelecek kadar sessiz, sakin, içten içe fırtınalı.
Kadın hisseder. Ve erkekler çoğu zaman bunu anlamasalar ve hak vermeseler de, kadın aldatıldığını hisseder, kandırıldığını hisseder, etrafında neler döndüğünü, ters giden şeyleri, gelecek günlerin neler getirebileceğini ve belki de nicelerini, kadın hisseder.
Kadın, bir’e beş verecek kadar fedakar ve anaçtır. Ona bir adım yaklaşırsanız beş adım yaklaşır, tek tebessümünüze gülücüklerle karşılık verir. Kadın anlayış gösterir, kadın empati kurar, kadın kendini karşısındakinin yerine koyar, kadın karşısındakine Saygı duyar, kadın insanların kalbi olduğunu bilir, kadın kalp kırmaktan korkar.
Kadın ağlar. Biriktirir biriktirir sonunda patlar. Gördüklerini, duyduklarını, yaşadıklarını, Hissettiklerini, bildiklerini ve daha da bileceklerini çantasında biriktirir, hepsi açığa çıktığında kırılırsa kadın ağlar.
“Bir kadını ağlatırken çok dikkat edin;
Çünkü Allah gözyaşlarını sayar…
Kadın;erkeğin kaburgasından yaratıldı,ayaklarından yaratılmadı;
Öyle olsaydı ezilirdi...
Üstün olsun diye başındanda yaratılmadı.
AMA GÖĞSÜNDEN YARATILDI......
Eşit olsun diye
Kolun biraz altında,
Korunsun diye
Kalp hizasında
Sevilsin diye..”
İşte bu yüzdendir belki de, kadın sevilmediğinde kendini sever. Kadın sevilmeyi sever. İhtiyacı olan sevgiyi göremediğinde o sevgiyi kendisine kendisi sunar, tek kişilik mutluluğun kapılarını kendisine kendisi açar.
Bu yazıyı okuyan her kadının bunu günün birinde yaptığını biliyorum.
Ne kadar anaç davrandığını, anlayışlı olduğunu, korktuğunu, mutlu olduğunu, mutlu ettiğini, hissettiğini, öğrendiğini, biriktirdiğini ve zamanı geldiğinde patladığını ve ağladığını…
Bütün bunlardan sonra kalkıp aynaya baktığını, akan rimellerini sildiğini, kendine baka baka tekrar ağladığını, bi yandan gülümsediğini, kendine bakarken gözlerinin önünden kare kare fotoğrafların geçtiğini, farkında olmadan yine ağladığını, yine akan rimellerini sildiğini ve yine gülümsediğini.
Dışarıya çıkmaya karar verdiğinde ayaklarının götürdüğü ilk yerin kuaför olduğunu, ya saçını kestirdiğini, ya saçını boyattığını ve birden bire canlandığını toparlandığını ve tazelendiğini hissettiğini…
O özgüvenle elinde çantası alışveriş merkezinin yolunu tuttuğunu, kendine en yakışan kıyafetleri bulduğunu, aldığını ve poşetlerini sanki sevgilisinin elini tutarmış gibi hayranlıkla tuttuğunu, mutlu olduğunu…
Bu yazıyı okuyan her kadının bunu günün birinde yaptığını biliyorum.
Ve bu yazıyı okuyan her adama da dokundurmadan geçemiyorum;
Bir kadını mutlu etmek için ruhuna ince dokunuşlar yapmak yeterlidir.
Bir kadın tarafından sevilmek için onu sevmek onun ruhuna hitap etmek kafidir.
Bir kadını kırmak tek bir sözcüğe bakar.
Bir kadını kaybetmiş olmak, bir kadını kırmışsınızdır demektir.
Kırılmış bir kadını tekrar kazanmak, belki de imkansızlıktır.
Bir kadını ağlatmak….
Bir kadını ağlatırken çok dikkat edin. Çünkü Allah gözyaşlarını sayar.
Madem ki seçtiğiniz kadın hayatınızdır, hayatınıza sahip çıkın.
Hayatınız değerlidir,
Kendi değeriniz hayatınıza verdiğiniz değerin ta kendisidir.
PINAR ÜSTÜNDAĞ
YAZARA E-POSTA GÖNDER