Kadın, ülkemizde genellikte ezilen, aciz ve güçsüz sınıfı temsil eder. Bunun böyle olmasını destekleyen kadın programları da ne yazık ki, iki gözü iki çeşme, dayak yiyen, İhanete uğrayan, kumaya katlanan ve töre cinayetlerine kurban gitmemek için kendilerini bu programlara atan kadınlarla doludur. Bu programları izleyen kişilerde kadının bu güçsüzlüğü ve acizliği karşısında çaresiz kalırlar
Bu tür kadınları ve böyle hayatları elbette yok sayamayız. Bu sadece bizde mi var? Kesinlikle hayır!...Dünyanın her yerinde, en eğitilmiş ve en gelişmiş ülkelerde bile maalesef kadınların bir bölümü hala dayak yiyor, ihanete uğruyor ve erkek egemenliği hala tüm hızıyla sürüyor,
Benim bu gün değinmek istediğim konu, kadının “güçsüzlüğü” üzerine değil, kadının “gücü “ üzerine. Hem de bizim ülkemizde, bizim kadınımızın gücü ve belirleyici özelliği üzerine sizinle sohbet etmek istiyorum. .
Bunun en güzel örneğini Türk kadını “Cumhuriyet mitingle”rinde gösterdi.
Ankara’da başlayıp; Çağlayan’da çağlayan ve İzmir, Manisa ve Samsun’da doruk noktasına erişen ve başı kadınların çektiği Cumhuriyet mitingleri.
Bu mitingler tüm dünyaya Türk kadınını, onun gücünü, azmini ve onurunu haykırdı, ispatladı. Modern giysiler içinde, bakımlı, şık ve eğitimli kadınların başı çektiği ve kulaktan kulağa yayılan miting çağrıları bir sel oluşturdu ve meydanları doldurdu. Bunu başını çeken kadınlardı. Bu davranışlarıyla, kadınlar gerektiği zaman güçlerini ortaya koyacaklarını ve belirleyici olacaklarını tüm dünyaya kanıtladılar.
Meydanlar aydın Türk kadınlarıyla ve ay yıldızlı bayraklarla doldu. Birbirine saygılı bir topluluk, coşkulu, onurlu, heyecanlı, sağduyulu ve ne istediğini bilen, neyi istemediğini en güzel biçimde haykıran bir insan seline dönüştü. Bundan heyecan duymamak elbette olanaksızdı. Tüm ülke ayağa kalktı. Tek vücut oldu. İstemedikleri bir hayata ve istemedikleri bir sosyal düzene baş kaldıran kadınlar ele ele vererek meydanlara yürüdüler, tüm dünyaya var olduklarını kanıtladılar. Türk kadının yüzünün batıya dönük olduğunu gösterdiler. Atatürk’ün Türk kadınına verdiği önemi ve güveni boşa çıkarmadılar
Tüm dünya Türk kadınını tanıdı. İstemediği bir hayata ve istemediği sosyal düzene baş eğmeyeceğini gördü. En önemlisi Türk toplumunda kadının gerçek yerini gördü ve belirleyici özelliğini anladı.
Tüm bunlar kadının gücünü ve etkisini hiç kimsenin küçümsemeye cesaret edemeyeceğinin bir göstergesiydi. Ocağının altını kapatan, pusetteki çocuğunu alıp gelen, iş yerinin kepenklerini indiren kadınlar, anneler, eşler, kayınvalideler, torunlar, tek vücut olarak meydanları doldurdular. Bu kadınlar meydanlarda ellerinde Türk bayrakları ve pankartlarla yürürken, onlarla iftihar eden ve onları sessizce destekleyen erkekleri de azımsamamız gerek.
Şimdi sıra Türk kadının gücünü mecliste göstermesine geldi. Pek az ülkede bizim ülkemizde olduğu kadar profesör, doktor, avukat ve yönetici kadın var.
Şimdi bu donanımla kadınların meclise girmek ve seslerini duyurmak için kolları sıvamaları gerek.
Kadının olduğu yerde sağ duyu, kadının olduğu yerde nezaket, kadının olduğu yerde irade, kadının olduğu yerde sabırla gelen mutlak bir başarı vardır. Şimdi erkekler ülkenin geleceği için, çocuklarının mutluluğu için kadının yolundan çekilmeliler ve onlara destek vererek meclise girmelerini sağlamalılar.
Özcan Kandemir
o.kandemir@superonline.com
ÖZCAN KANDEMİR
YAZARA E-POSTA GÖNDER