Sefaletin yüzüne gülmeyi öğrendiğinde boğazına kadar balçığa batsan da ,
seni ayakta tutan gücü o anda keşfedersin.
Rüzgar nasıl kendine saygı duyanla paylaşırsa nefesini, okyanusun ortasında onu sabırla bekleyenin yelkenlerini de inanılmaz gücüyle böyle kutsar.
Sinsi planlarını hırslarıyla çizenler, savaşın orta yerinde ölüm korkusuyla,
önce piyonlarını sürerken, bunu bir başkası uzaktan görür.
Kurşuna benzeyen kalp doğru kişinin elindeyse, hem yaşam hemde ölümdür .
Bir düşmanı öldürmekle , geride kalan tek başına mucizeye çevirecekse dünyayı,
elbet bir yolunu bulup onu yok eder kalp.
Bedel ödetmek adaletin ruhuna kadar işlemişken, zaferi binlerce taktikle
ele geçirsen de, gözünden kaçan küçük bir detay yaşamını tersine çevirir.
Ya dost bildiğinin hançerini yersin sırtından ya da sahte tebessümün ardındaki tuzağa düşersin.
Korkaklığının, kalleşliğinin cezasını farkında olmadan ödersin.
Mutlu olmak istiyrosan, önce kendi kurak topraklarını sulamalısındır.
Aşk, yağmur olup yağarken boş kalmış duygularının arasına, güvercinler haber vermek için kanatlanır gökyüzüne.
Mesaj yerine ulaşır zaman geçmeden, uçsuz bucaksız vahanın ortasındaki
aşkın sesini duymaya başlar bütün dünya.
Sonsuz evrene, o dünyanın içinde büyüttüğü bir dünya daha doğmuştur…
İlk defa Tanrı çocuklarını yanına çağırır , ellerinden tutup raks eder hepsi…
Bilinen tüm zenginliklerden uzakta , her şeyin yeniden doğduğu bir inanış vardır burada.
Aşk en kutsal ve ulaşılmazı zor duygudur, Tanrı sadece istediğiyle tanıştırır onu.
Bilinen her şeyin geçmişte kaldığı , kapısından içeri yeni ruhuyla girenlerin cennetidir burası
Sınırları kutsal duygularla çevrilmiş, hazzı kıyaslanamaz tarifsiz bir varoluşun doğuşu başlamak üzeredir…
MURAT DİNDE
YAZARA E-POSTA GÖNDER