Hile

HİLE

Güneşi ellerine bıraksam da sen yine yere atarsın, bir bahane bulup…

O güçlü yüreğini acımasız sözlerle göstermek zorunda değilsin,
sevgi sözcükleri kurmanı isterim senden zor da olsa, birbirine sımsıkı bağlanmış…

Günahlarımın bedelini kaç defa daha ödeteceksin bana, yanlış bir söz için daha kaç kırbaç atacaksın ???
Yüzlercesinde bile, kandan nehirlere dönse sırtım, acıyan sadece geçmişim olur.

Bıraktığın yara izleri geçer gider unutulan rüyalar gibi ama o ölüm izi yok mu,
işte o öbür dünyada bile bırakmaz peşimi…
Ölümden korkmak aptallara yakışır, sevgim candan öte diyorsam sana,
canla kıyaslanmaz asla.
Bir avuç toprağın altına sığınmam, gerçeklerden kaçmak için.

Yazan ellerim de olsa, yazdıran Tanrı’nın kalbidir her şeyi, daha yaşamadan önce.

Bu yüzden ne sen basit bir rastlantısındır önüme çıkan , ne de ben bir sebebimdir
gözlerinin gördüğü.
Kısa hayatıma karışan onlarca renk dokun dese de, tuzağına düşmemi bekleyen
cazibeler gibi…
Her biri içine çeker gibi gözüksede beni tek nefeste, senin gördüğün artık yaşamayan yanımdır içinde ruhu olmayan.

Onlarla oynarım geceler boyu, hileli zarlarımı avcuma alıp ama
mutlu olmam,olamam…
Sabah uyandığımda, aklımda kalan tek yüz yine seninkidir.

Gerçeği arayan mutsuz kadınlara masallar anlatmaktan sıkılırım bir zaman sonra, gözlerime bomboş bakan bir çift göz kalır geriye, beni anlamayan.

Zaman öldürmektir istedikleri de söyleyemezler, bir sıcaklıktır asıl özledikleri de
itiraf edemezler.
Kaç gece böyle başlayıp uzar gider,siyahın gizemli makyajına bulanıp
ve kaç sabaha uyanır bu yorgun yüz bir tokat daha yiyip…

Söylenecek her sözü neden kağıda yazarım ben, bilir misin ?

Bir ateşte küle döndürmek için, nefret de olsa küle dönüp yok olması için…

Elim değdiğinde kaderine, görmeni istediğim tek şey sonsuz mutluluk olacaktır.

Aynaya her baktığında hatırlayacağın, gözlerindeki mutluluk, bir gün yanında
olmasam da…

Murat
mdinde@gmail.com