Saklansan da seni bulurum bir köşede.
Ben daha ölmeden nereye bu gidişler diye sormaz mı sana bu gönül ?
Bulunmaz Hint kumaşları bile tozlu raflara kaçar, tenin sarmaya başlayınca yalnızlığımı.
Artık herkes korkup kaçıyor bir can daha katmamak için canına, inanmıyor, güvenmiyor.
Altından başka bir gerçek çıkarsa diye, Tanıdığı yüzlerin altın renginden …
Çünkü hayat eskisinden daha fazla yoruyor, kandırıyor herkesi. An geliyor en özel,
en güzelden bile sıkılıyor yalnızlığı seçen.
Başka bir el uzanıp ısıtsın istiyor soğuk ellerini, başka bir kalem bitirsin istiyor
gücünün yetmediği yerde hayallerini.
Kağıttan gemisini yüzdürmeye çalışan çocuktan farkı kalmıyor kısa soluklu umutların.
Rüzgarı sabırla beklemeyen için kolay aşılmıyor uçsuz bucaksız okyanuslar,
aşkla çizmeden ilerliyemiyor hevesler. Hesaplar tutmuyor sahte mürekkebin çizdiği rotada, yanlışlardan arda kalan bir avuç doğru ne yaşatıyor ne de öldürüyor…
Geldiği gibi kabul etmeyip, kendine direnenleri cezalandırıp, öcünü almak için mi çıkmaz sokaklara sokuyor yoksa onları kader ?
Her ne olursa olsun, hayatına hile karıştıranların attığı yazı tura, kaçınılmaz boyun eğişlere dönüyor.
Bu yüzden verdiğim sözü tutmaya geldim, bu yüzden mum ışığının altında da olsa
sana en unutulmaz satırları yazmaya yemin ettim.
Sadece bir yudum alıp, kendinden geçerek geceyi sabaha bağlayanların elindeki şişelere
bile bakmadan, seni daha içmeden mahsenimin en özel yerine sakladım.
Çünkü ben seni içmeden sarhoş oldum, çünkü o tadını içmeden aldım…
Murat
MURAT DİNDE
YAZARA E-POSTA GÖNDER