HAZ
Nerede açmak istiyorsan gözlerini, orayı hayal edip kapat.
Sabah aynı yerden devam etsen de hayata, belki düşünde görürsün uyanmak istediğin yeri…
Her adımını bir öncekinden daha büyük atarsın , hırsların onları kırbaçladıkça.
Arzuların avuçlarından taşar, tutkuların değişir, renkten renge girerek.
Kalabalıklarda saklanan yalnızlığın ıssızlığıyla yüz yüze kalırken gecenin bir yarısında, kimi zamanda yalnızlığın içinde biriken sorulara cevap ararsın…
Tanrı’nın dünyadaki partisine bir ömür geçirmek için katıldın sen de diğerleri gibi,cenneti ölmeden burada yaşamak için daha hızlı koşuyordun sanki.
En iyinin içinde bir yerlerde saklanan kusursuzluğu usanmadan arasan da bir ömür boyu, tabağına doldurduğun her duygudan, doyana kadar aldıktan sonra çekileceksin bir kenara…
Zamanın düğümlediği arzulara isyan edecek belki kalbin, ihtirasın, hırsın ve şehvetin doymak bilmeyen iştahına karşı koyamayacaksın belki…
Özgürlüğün kanatları uçmak için yaratıldı kadınım, sen mutluluğu gökyüzünden seyret diye.
Bu öyle büyük bir duyguydu ki günahın bütün lekeleri kendi kendine yok oluyordu, kanatlarınla gökyüzünden süzülürken.
Senin sadece kendini düşündüğünü zannedenler, mutluluğun birazda bencillikten geçtiğini unutmuştu sanki…
Önce sen gelmeliydin ve sen gülmeliydin benden de önce, bir kenara itilmiş üvey duyguların ürkekliğiyle sevseydim kalbini bunun adı asla aşk olmazdı.
Acımasız güneşin altında eriyen, çaresiz bir buz parçasından farkı kalmazdı sevgimin.
Murat
mdinde@gmail.com
MURAT DİNDE
YAZARA E-POSTA GÖNDER