Hırsların bir gün benliğinin ötesine geçerse, mutluluk, peşinde koştuğun yarınlara döner.
Namludan ışık hızıyla çıkan merminin sesi özlediğin şefkatin sesine karışır.
Başını yastığa koyarken, çevrende dolaşan binlerce yüze rağmen aslında hep yalnız olduğunu tekrar anlarsın.
Sırtını okşayan ellerden, ruhunda eriyen anlamlı sözlerin gerçekliğinden bile şüphe edersin bir zaman sonra.
Bencilliğin keskin dişleri düşmanın olup farklılığını yok etmeye hazırlanır, adaletin tetiğini tutan el bile kimi öldüreceğini unutur.
Bulunmaz Hint kumaşları tarihe karışırken, gözlerimden sadece sahte iplikler sallanır.
Başını döndüren kışkırtıcı her ses ölümsüz, aldığın nefes sonsuz değilken, düşlerine açılan tek şans, sonsuz gibi görünen rüyaya benzer.
O rüyada bile ancak heyecanın tükenene kadar koşarsın çünkü ona da alışır , doyarsın…
Gözlerini ilk bakışta kör eden aşkın, kokusuna, sıcaklığına zaman geçtikçe alıştığın gibi.
Keşfedilmemiş bir patika, arzularını her zaman ardında bıraktığın yaşanmışlığın izlerinden daha çok çeker…
Seni ayakta tutan denemediğin heyecanların tadı mı ? yoksa alışkanlıkların sıcaklığı mıdır ?
Cevap içindeki seste gizlidir , o heyecanlar seni bir meleğe dönüştürmüyorsa,
tek çıkış yolun , uyandığında sarıldığın alışkanlıkların rüyasına dönmek olacaktır.
Ezberlediğin tatlar, dokunuşlar, hayallerini gökyüzüne çıkaran ulaşılmaz hazineye dönecektir.
Herşeyin dışındaki dünyada var olan beşinci mevsimim , keşfettiğim altıncı duyum
bu yüzden sende saklıdır.
Murat
MURAT DİNDE
YAZARA E-POSTA GÖNDER