ARZU
Arzularını yaşayıp, bir anda her şeyden uzaklaşmak isteyen bir kadın girdi
bu gece rüyama.
En uzun ve soluksuz geçen geceydi bu , öncekilere hiç benzemeyen…
Sevdiği adamı yıllar sonra tek celsede bırakıp, geçmişin kapılarını tek tek kapatmanın yorgun izleri vardı yüzünde.
Tek başına kalsa da gerçeklerle, içinde parçalara ayrılmıştı, kalbiyle köşe kapmaca oynayan, kendinden binlercesi yaşıyordu kendinde…
Değer mi ? görmemişti bir zaman sonra, yoksa yıldız kadar parladığı için kıskanılmaya mı ? başlanmıştı, sevdiği adam tarafından.
O kadar özel , o kadar kalabalıktı ki çevresi, zaman zaman o sanal yüzlerin gürültüsünden
sıyrılıp, kendiyle baş başa kalmayı özler olmuştu…
Hırçın bir kız çocuğunun, zaptedilemeyen , başına buyruk kalbi çarpıyordu içinde.
Herkesin sahip olmak için can attığı, boyunları süsleyen bir elmas kolyenin ışığından farksızdı görüntüsü.
Göz alıcı kadının bu emsalsiz güzelliğine tutkuyla bakan gözler, bir zaman sonra
onu kıskanmaya başladı.
O naif adamın, aşk dolu dokunuşlarındaki izler, can yakan yaralar bırakmaya başladı.
Dışardan sakin bir denizden farksız gibi gözükse de, içindeki milyonlarca rengin dağılıp, girdaplara dönen halini kontrol etmek artık imkansızdı…
Kadının biriken çaresizliği , dağılan hayalleri , sabrının son noktasındaki tükenişi ,
belki istemese de, adını bir son’un altına yazdı…
Her sonun ardında bekleyen yeni bir başlangıcı, canından yarattığın başka bir erkeğin elinden tutarak yaptı …
O el , sevgisini hiçbirşeyle kıyaslanmayacak kadar çok hak eden, gerçek canıydı.
Seni sevdiğini söyleyen adamlar, bir bulut gibi yağmurunu bırakıp, arkalarından esen rüzgarla kaybolup gidiyordu bir zaman sonra…
Aşkın adı bile, paranın baştan çıkartan cazibesiyle savaşmaktan yorulup,
yerlerde sürünürken, geriye sadece güven kalacaktı…
Onu içinde taşıyan adam, gözlerini kapatana kadar seni izleyecekti,
çünkü onda senin KAN’ın ve sevgin akıyordu…
Murat
Teşvikiye
mdinde@gmail.com
MURAT DİNDE
YAZARA E-POSTA GÖNDER