Tüm olanlara rağmen hala içimde bir şeyler bitmiyor. Tüm yaşadıklarımıza rağmen.
O kadar yıprandığım halde sen hala ordasın. Kurtulmak için çabaladıkça daha çok yerleşiyorsun. Biter misin? Gider misin? İçin için yanan bu ateşi söndürmeyi becerebilir misin?
Düşünmekten yoruldum. Seni de, anılarımızı da. Beklerken doğdu güneş. Dokunduğun her yerde bir iz var. İzler bile seni bekliyor.
Bittiğine inanmayan bi iç sesim var. Bütün herşeyin yalan olduğunu fısıldasalar da geçmiyor be. Fısıltılar uğultuya dönüştü. Durup durup "yalandı" diyor o ses. Herşey mi yalandı? Gerçekten? Hiç mi sevmedi? Hiç mi düşünmedi? Hiç mi yanmadı canı? Hiç mi özlemedi?
Aptal da değilim aslına bakarsan. Herşeyin farkındayım. Değişmedim. Aynıyım.
Yatağının baş ucundaki maşa tokaları da unutmadım. Daha eve girer girmez bana sarılmanı da. Ben unutmadım ama... Sen de unutmasaydın ya da sevseydin az da olsa.
Benim seni sevdiğim kadar değil belki ama birazcık. Azıcık. İçine sığabilecek kadar sevseydin. Değişir mi bu? Hissettiklerim bi gün biter mi?
Bana en çok koyan bütün hislerim sana ait. Bütün düşlerim senle yaşadıklarımıza dair. Onlar kaldı bi tek.
Farkında değilsin ama içim yangın yeri. İçim enkaz. İçim yıkık dökük. Harabeye döndü. Senden arta kalan bunlar. Sen alıp götürdün her güzel şeyi. Sen onları sana ait kıldın. İsyan ettim, bağırdım. Duymadın. Arkana dönüp bakmadın. Bütün hatalarını, günahlarını bana bıraktın.
Şimdi savaşmam gereken ne çok şey var. Ne bir kılıç kaldıracak gücüm, ne yüzüğümdeki zehri içecek kadar gururum kaldı. Yorgun bi savaşçıymışım ben aslında. Dönüp başa yeniden düşünüyorum her dakika. İstemediğim herşey bana kalmışken yüzümde sahte gülücüklerle...
MERVE ARIK
YAZARA E-POSTA GÖNDER