>

KÖŞE YAZILARI | ITIR SEMA ERTAŞ

Yeni Bir Rüya Göremez Miyim?

"Sen ne kadar güçlü bir kaya olursan ol, zaman; bu kadar mı aşındırır seni, sana çarpa çarpa…" Itır Sema Ertaş'ın yeni yazısı...
 
   
 
 
     
YENİ BİR RÜYA GÖREMEZ MİYİM?

Her gün yeni bir rüyadan uyanarak başlarız güne… Neler neler yaşarız göz kapaklarımız birleştiğinde ve ayrılmak ne kadar zordur güzel bir rüyadan… Ayrılık saatini ertelemek, sonu zorlaştırmaktan başka neye yarar ki? Aslında o sıcaklığa sarılıp rüyaya kaldığın yerden devam etmek, o an için her şeye değecek kadar kıymetlidir ama çalar işte kurduğun alarm, ayrılık saati…

Öyleydi işte rüyam. Ya alarmı dinleyip uyanacaktım ya da erteleyip saati, içindeyken gerçekliğine inandığım ama hep bir yerde bitmek zorunda olan rüyayı görmeye zorlayacaktım kendimi.

İnanmak istediğin ama olacağını hiç taahhüt etmediğin yalan sözlerinin avuntusuyla kendime sana adanmış bir dünya yaratacaktım…

Kendi içimde kurduğum çok sesli tartışmada, seni haklı çıkaracak sebepler yaratıp, her gece seni affederek uyuyup, uyandığımda, rüyama kaldığım yerden devam edecektim.

Öyle mi olmalıydı?

Seni, her gece affederken, her sabah kendime biraz daha küserek mi uyanacaktım… Sana harcadığım sabrımdan sonra, terazinin bir kefesine seni koyduğumda, diğer kefesinde benden geriye ne kalacaktı?

Niye her şey, başladığı gibi bir bebek saflığında gitmezdi ki… Neden konuşmayı yeni öğrenen bir çocuk gibi soru sormayı, sorgulamayı öğrenir ki insan… Zaman; konfeti gibi başından aşağı soruları nasıl da yağdırır.

Sen ne kadar güçlü bir kaya olursan ol, zaman; bu kadar mı aşındırır seni, sana çarpa çarpa… Bir sonraki zamanın iyi olması ümidi ile yaşadığın zamanı feda etmek nasıl bir panzehirdi, önce seni ölümcül hasta edip sonra iyileştiren?

Bütün soruları sorup, kendimi; öylesine bir yere bakarken bulana kadar, sorularımın esiri olmak… Sonrasında, gün batımı gibi, bin bir renkle, muhteşem güzelliğimle son ışığımı olanca gücümle yayarak, göz kapaklarımı birleştirip karanlığa gömülmek, yeni bir rüyaya uyanma döngüsüne katılmak… Kendime sorduğum soruların özünde yine kendim olduğunu keşfetmek… Aslında, onun kadar bencil olduğumu görmek… Bir kader değil, hayatla bu kadar iç içeyken görmezlikten gelip kurtulmak istediğim bir rüyaydı belki…

Yine de elimi uzatsam, yeni bir rüya; içinde güneşin ışıl ışıl parladığı, gülümseyen dudaklarımı hissettiğim, soruların beni sarmalamadığı, bütün kâbusları unutturacak yeni bir rüya göremez miyim?

Bu kadar cevabı öğrendikten sonra, o cevapları unutmak zor mu olur?

Ben bilmem, onu benim zamanım daha iyi bilir…

Sevgiler

Itır…
itir.sema@gmail.com


ITIR SEMA ERTAŞ
YAZARA E-POSTA GÖNDER

 

Diğer yazıları liste halinde görmek için tıklayın >

Favorilerinize ekleyinAnasayfaya dönPaylaşın
cosmoturk önerisi
GÜNLÜK FALINIZ
HAVA DURUMU
Anket
Aşk mı, Para mı?
Aşk
Para
>