Hayata hangi açıdan bakacağını şaşıranlar, bu yazım sizin için… Ayrıca kendim için…
Biliyorum, hepimiz tanrıyı yanıltmaca oynuyoruz. Yıkılmışı, vazgeçmişi, kabullenmişi… Babasına küsen bir çocuk gibi dudaklarımızı büküyoruz. Tamam, kabul, deyip bildiğimizden vazgeçmiyoruz.
Vazgeçersek eğer, akıntıya bıraktığımız bir dal gibi onu bir daha tutamayacağımızı biliyoruz. Bu yüzden açılar, acılar kadar önemli hayatımızda.
İç acılarımızın toplamından dış acılarımızın toplamını çıkardığımızda elimizde kalanla kendimize hangi açıdan bakacağımızı buluyoruz…
Kimi sevdim, ne hissettim, neyi kabullendim, neyden vazgeçtim, elimde ne var, neden yalnızım, nerde hata yaptım…lar ve kimi sevdi, neyi kabullendi, neyden vazgeçti, elinde ne var, neden yalnız ve nerde hata yaptı…lar; iç acılarımızın dış acıları, elimizde kalansa bir bakış açısı, biraz boynu bükük bir açı…
Kendime dik dik bakışıma aldırmayın, bugün dik açıyla bakıyorum biraz hayata ve kendime. Siz bunu sık sık yapmayın, sonra insanın gözleri küsüyor kendine, gülümsemek için dipte köşede kalanları bulup çıkarmak için uğraşıyor…
Hep ben mi anlamak zorundayım? Sorusuna dürüst cevap verin. Yolunuzu siz seçmişseniz cevap zaten bellidir. Geniş açıyla da bakıyorum ara sıra kendime. Acı eşiğim genişliyor. Siz de bakın, uzaktan yabacı gibi. Bazen olacakları değiştiremeyeceğinizi kabullenin, bazen kendinizi yanıltmaktan vazgeçin… bazen… bırakın yoluna gitsin, siz de gidin… bazen bu hayatta duygu adına ne varsa tek besin kaynağının yaşanmışlıklar olduğunu hatırlayın, öğrenmenin ve anlamanın…
Dar açıları geçin, kafanızı kaldırıp gökyüzüne bakın. Evrende zerre kadar yeriniz olduğuna şükredin. Mezar taşlarını boş verin, onlar insan hayatını ne kadar anlatır ki? Bir yerlere yazın ne hissettiğinizi. Bedeninizi önemsemeyin, ruh bir yaşam alanı belirlemiştir o bedenle ve siz ne bırakırsanız kârdır…
Gözlerinizin şahit olduğu her şeyi gerçek kabul edip yaşamaya devam ettiğinizden beri inanmak istediklerinizden vazgeçtiniz. Hep üçgenin açıları olduğuna inandınız ama yamuğun bile bir açısı vardır. Eğer köşeleriniz varsa, sizin de açılarınız vardır ve açının olduğu yer bir kesişme noktasıdır. İnsan kendinin diğer yanıyla kesiştiğinde, açısı belirir. Ve yaşadıkça hep bir yanınız diğeriyle kesişir.
Ve sonra; ne olursanız olun, iç açılarınızın toplamı dış açılardan çıktığında geriye yaşanmışlıklar kalır. İç acılarınızın toplamı dış acılardan çıktığında geriye siz kalırsınız… Ve ne gariptir ki hep yalnız kalırsınız…
O yüzden kendinizi asla terk etmeyin, çünkü sizi ne olursa olsun hiç terk etmeyen yine sizsinizdir…
Sevgiler
Itır…
itir.sema@gmail.com
ITIR SEMA ERTAŞ
YAZARA E-POSTA GÖNDER