Aşk değil huzur arıyorum!
Hangimiz aşkı aramıyoruz ki durmadan? Bulunca mutluyuz, bulamayınca mutsuz, bulmaya çalışırken de umutsuz …
Ama hernedense sürekli arıyoruz, yorulmadan, usanmadan .Onsuz yaşanmıyacağına inandırmışız kendimizi ya bir kere, hayattan tat alamaz olmuşuz aşksızken, tuzsuz yemeğe dönmüşüz biraz da dibimiz tutmuş.
Sosum eksik imdat !!!
Bu nasıl bir hayattır, işler hep bize kalır, bir saatte kotardığımız rapor üçgün sürünür elimizde çiklet gibi….
Sinemaya bile gitmek istemeyiz; ne o koltuğun kolçağımı tutucak elimi? Başımı nereye yaslıycam ben !!! Oysa o güzelim filmleri izlemenin tadına her daim varılabilir, tek veya aşkımızla, amaç film izlemek değil mi?
Bu böyle sürüp gitmiş asırlardır, araya araya ayaklarımıza kara sular inmiş. Bulunca da neler olmuş o da başka.
Ben aşk aramıyorum, evet evet kesin kararım. Huzur arıyorum, anlayış arıyorum artık.
Müsadenizle ben bir tatlı huzur bulmaya Kalamış’a gidiyorum. Sahilde bi gezinip deniz havası alırsam huzurun yarısı tamam. Diğer yarısı için uyumam lazım, ama evde tek başıma değil. Yeni bir aşk olmadığı için, eski sevgilime gitmeliyim, zaten aşk değilde huzur aradığımı onun sayesinde anladım bir süre önce.
Hayata dair sohbet edip, belki çıkıp bir iki kadeh atıp yorgun ve uykulu eve dönmeliyiz, öpüşmeden, dokunmadan ama sarılarak o tatlı huzurla uykuyla dalmalıyız. Hayatımda hiçkimsenin yanında duymadığım o huzurla da rüyalara dalmalıyım.
Yıllar geçtikçe maceralar, aşklar ve fırtınalar yerini durgun denizlere bırakıyor.Heyecan yok mu, ihtiras yok mu demeyin var elbette, hem de daha güçlü, daha da emin anlık değil uzun ve keyifli şarap tadında…
Gün batımında ki gurub gibi inanılmaz, papatya tarlası gibi cıvıl cıvıl.
Huzurun verdiği aşkın tadı hiçbirşeyde yok, ne öyle bir uyku var, ne o öyle sıcak bir bakış. En azından benim için öyle.
Sizi bilmem ama ben huzura aşığım………
Sevinç Çakmaz
09/07/2004 / İstanbul
SEVİNÇ ÇAKMAZ
YAZARA E-POSTA GÖNDER