Yaklaşık 2 aydır bu festivali bekliyorum. Stockholm’e yerleştiğim ilk günlerde buranın en kötü aylarından biriydi, aralık ayı...
Bir yandan insanı artık üşümekten ve titremekten bıktıracak kadar soğuk, diğer yandan sen daha sabah kalkmış kahvaltını yaparken sana “eyvah gün bitti” dedirtircesine öğlen 14.00 de kararan hava..Kış aylarında pek iç açıcı değildi buralarda manzara..O dönemlerde başladım etkinlikleri,konserleri araştırmaya. Olumsuz yönlerinin yanında bu şehrin nimetlerinden de sonuna kadar faydalanmak lazım nede olsa. Zira yazın gelmesiyle muhteşem bir yer oluyormuş. Havanın ısınmasıyla birlikte hertarafı su olan bu muhteşem şehirde tüm buzların erimesi, 23.00 lere kadar kararmayan adeta binbir renge bürünen gökyüzünün yanında,yazla birlikte başlayan festivaller beni benden aldı diyebilirim.
Festival deyince tabiki ilk işim Stockholm Caz Festivali’nin programını araştırmak oldu. Gelen sanatçıları görünce heyecanlanmadan edemiyor insan. Roy Hargrove Big Band, SMV-The Thunder Tour, Meshell Ndegeocello, Estelle, Raphael Saadiq, Raul Midon, Joss Stone. Emiliana Torrini ve erykah Badu festivalin en önemli konserleriydi. Bunlar dışında İsveçden ve diğer ülkelerden sahne alacak sanatçıların şarkılarını Myspace’den dinlediğimde ilk günden son güne kadar kaçırılmaması gerekn bir festivaldi kesinlikle.
İstanbul belki de yukarıda ismi geçen sanatçıların çoğunu misafir etmiştir değişik zamanlarda. Fakat bu festivalin bana en güzel gelen yanı, bu kadar önemli ismi birkaç gün boyunca dinleme fırsatı sunması. Hatta 1 gün de diyebilirim. Lakin ben festivalin en son gününe katıldım. Konserelere ayrı ayrı ya da tüm gün için bilet alınabiliyor. Fiyat, dinleyeceğiniz konserlere bakıldığında şaşılacak derecede uygun. Tüm gün için aldığım bilet 625 kron du, yani 125 ytl. Ve bu fiyata aldığın“tüm gün geçerli “bilet ile dinleyebildiğim konserler,öğlen 14.00’de başlıyor ve saat 18.00’den itibaren sahne alan isimler Raphael Saadiq, Roul Midon, Joss Stone ve Erykah Badu..
Festivali daha güzel ve bir o kadar da keyifli kılan diğer unsur da mekan’dı sanırım. Festival Skeppsholmen adası’nda gerçekleştiriliyor. Adaya ulaşım çok kolay,şehir merkezi ( T centralen)den 65 numaralı otobüse binildiğinde 15 dakikada festival alanına ulaşabiliyorsunuz. Biri büyük diğeri küçük konserler için kurulmuş iki sahne( küçük konser derken Raul Midon ve Emiliana Torrini konserleri bu “küçük” denilen sahnede gerçekleşti ) standlar, büyük sahne arkasında piknik masalarından oluşan kocaman bir alandan oluşuyor festival mekanı. Büyük ve küçük sahneler arasında bir bina var. Büyük sahne tam deniz kenarına kurulmuş. Tüm gün boyunca içkinizi yudumlayıp, yemek yiyip birbirinden güzel konserleri dinlerken, biryandan da muhteşem deniz kokusunun gelmesi ve havanın akşam 22.30 a kadar aydınlık kalması tam anlamıyla “rüya gibi” bir gün geçirmenizi kaçınılmaz kılıyor.
En çok heyecanla beklediğim akşam 22.30’da başlayacak olan Erykah Badu konseri öncesinde büyük ve küçük sahneler arasında mekik dokumak suretiyle diğer konserleri de izledik. Sahneye ilk olarak Raphael Saadiq çıktı. Ünlü müzisyen ve prodüktör, 3 dalda grammy’ye aday olduğu “The way ı see it” albümünden parçaları ardı ardına sıralarken, sahne performansı ve 60’lar,70’ler ve 80’lerin farklı türlerinin harmanlandığı müziğiyle konser alanındaki herkesi dans ettirdi.
Konserin bitmesine yakın Raul Midon’u dinlemek üzere yavaş yavaş küçük sahneye doğru yol aldık. Midon gayet sade bol pantolonu,gömleği ve “geçerken uğradım bir şarkı söyleyip yoluma devam edeceğim” havası veren omzundan çıkarmadığı ve konser boyunca içerisinden suluğunu çıkartıp su içtiği çantasıyla tek başına karşımızdaydı. Sahneye çıktığı ilk andan itibaren seyirciyle müthiş bir iletişim kuran sanatçı, şarkıları, güçlü sesi ve adeta konuşturduğu gitarıyla çok keyifli bir konser verdi.
Raul Midon konseri ardından müzik otoritelerinde “bu yaşta bu ses nasıl olur” dedirten Joss Stono’u dinlemek üzere büyük sahneye doğru tekrar yol aldık. Stone’un canlı performansını dinlediğimde bende bu soruyu kendi kendime sormadan edemedim. Sahnede beyaz elbisesi ve saçına taktığı kırmızı çiçekle gayet sade bir şekilde duran 22 yaşındaki genç sanatçının canlı performansını dinlediğinizde şaşırmamak elde değildi. Kendine eşlik eden 3 zenci vokalisti de güçlü sesleri, dansları ve eğlenceli tavırlarıyla en az Joss kadar ilgi topladılar. Konserin sonlarına doğru, kendisine albümündeki “just one kiss” adlı şarkısında eşlik ettiği Raphael Saadiq’de sahneye çıktı ve ikili muhteşem bir düet yaparak konseri noktaladılar.
Tüm bu konserlerle artık iyice keyiflenmiştik, e artık hazırdık Erykah Badu’yu dinlemeye..Saat 22.30 a gelirken hava yavaş yavaş kararmaya başladı ve muhteşem final konseri için o kocaman festival alanındaki herkes büyük konser alanına akın etti adeta. Badu’nun sahneye çıkmasını beklerken iyice sabırsızlanan kalabalığı eğlendirmek için festival organizatörleri müthiş bir yol seçmişler. Bir anda bangır bangır Michael Jackson şarkıları çalmaya başladı ve bütün kalabalık iyice artan adrenalinle çılgınlar gibi dans edip bağırarak Michael Jackson şarkıları söylerken beklenen an geldi ve Erykah sahneye çıktı. Hemen hemen her konserde yaptığı konuşmaya “ my name is Erykah Badu, also known as...” diye başladığında adeta sahneye kitlenmiştik.
Muhteşem şarkılar,müthiş bir ses... Kafasında kocaman fötr şapkası ve ilginç kostümüyle sahneye çıkıp,konser boyunca giydiği birbirinden değişik kostümleri ve danslarıyla nefis bir görsel şov da eklenince benim için bu konser “unutulmayacaklar konserler” listesinin ilk sırasına yerleşti. Konserin ortalarına doğru Stockholm’ün dengesiz havasının azizliğine uğradık. Burada yaşıyorsanız bütün gün kapalı ve yağmırlu havanın ardından, artık kararması gereken saatte birden aydınlık güneşli oluveren ya da tüm gün güneşliyken birden fırtınalar kopan havanın azizliklerine alışık oluyorsunuz. Başından beri “aman hava çok güzel “derken en güzel konserde yine havanın azizliğine uğrayıp yağmura yakalansak da ,kimsenin pek umurunda değildi açıkcası..
Bu taraflara yolu düşenlerin ya da düşeceklerin gelişlerini her yıl Haziran ayında gerçekleştirilen bu festivale denk getirmeye çalışmalarını şiddetle tavsiye ediyorum. Lakin kuzeyin bu mistik şehrinde festival keyfi bambaşka....
İmge Özbek Reyhan
imgeozbek@gmail.com
İMGE ÖZBEK
YAZARA E-POSTA GÖNDER