Bu yazım her özel güne kazanç kapısı, tüketim çılgınlığına destek, zorlama, yapay, yok ebelek, yok gübelek diye kulp takıp ahkam kesenlere adanmıştır.
Şahsen Sevgililer Günü’nü bir çok sebepten son derece işlevsel bulurum. Bir kere yeni ilişkiler için bulunmaz bir romantik başlangıç fırsatıdır ve ilişki zaman içinde ciddiye binerse unutulması mümkün olmayan ve tüm dünyayla beraber kutlanan bir yıl dönümü tarihidir.
Sonra ilerlemiş ilişkilere taze kandır, bu bahaneyle romantizm tazelenir. Yıl dönümlerini, yaş günlerini ve bilumum özel günleri ısrarla unutan büyükbaş eşler için de unutkanlık bahanesiyle atlatılamayacak kadar kör gözüne parmağım bir gündür. Tüm bunlara rağmen kasesini kımıldatmamaya ant içmiş üç maymun partnerleri kapının önüne koymak için de harika bir bahanedir.
Son yıllarda bekarlar için düzenlenen partiler de Sevgililer Günü mağdurlarının içine serin sular ve de kızgın kumlar serpmekte dolayısıyla birinci tekil şahısların protestolarına hacet kalmamaktadır.
Şarap ya da şampanya eşliğinde romantik bir akşam yemeği, özel hediyeler ve kırmızılı kalpli iç çamaşırlarıyla noktalanan bir geceye hangi kalpsiz homurdanır ki? Bütün bunları sağlayan bir kaç işletme de kar etmişmiş çok görmemek lazım! Yani Anneler Günü, Öğretmenler Günü, Kabotaj Bayramı tamam da Sevgililer Günü mü tu kaka?
Nefretimizi haykıralım da sevgimizi içimize mi gömelim?
İLKAY CAM
YAZARA E-POSTA GÖNDER