İnsanın içinden bu kadar mı yazmak gelmez? Kanepede, dizlerimin altında kocaman bir minder, okuya, izleye, yemek yemeye bile üşene üşene, günlerim su gibi akıyor.
Bugün itibariyle tatile gidiyor ve Ağustos'un ikinci haftasına kadar yok oluyorum. Kanepemi özleyeceğim ve sanırım yalnızlığımı da. Tatile giderken tabanı kıçına çarpa çarpa koşturan motive insanlardan olamadım hiç. Zaten neyim doğru ki, seyahat hallerim olsun?
Tek bildiğim, neredeyse üç ay olacak işten ayrılalı ve ben evden çıkmadan ve hiç sıkılmadan, günlerimi huşu içinde geçiriyorum. Düşünüyorum da, annem de böyleydi. Komşu filan gelecek, görüşmek zorunda kalacak diye ödü patlardı. En azından durumumu genetikle açıklayıp, sizin de rahatlamanızı sağlayabiliyorum.
Bir de böyle bir derdim oluştu zira herkes, sahile in, kahve iç, gez, dolaş diyerek, kendi hayalini üzerimde tatbik etme çabasını giriyor. Sıkılıvereceğimden korkuyorlar sanırım. Sıkılmıyorum ve sıkılmayacağım rahat olun.
Dün birisi twitter'a, istediği saatte yatıp, istediği saatte kalkan insan zengindir asıl, yazmış. Vallahi de billahi de doğru. Sabaha karşı uyuyorum bazı günler, bazı günler geceyarısı uykum geliyor. Sabah erken kalktığım da oluyor, öğleni bulduğum da. Geçmişime bakınca, artık hesabıma her ay maaş yatmadığı halde, kendimi kesinlikle daha zengin, daha tatmin olmuş, daha bütün, daha daha daha her şey hissediyorum.
Ben artık kaçıyorum. Ha unutmadan, sigarayı bıraktım, üç hafta oluyor. Ne kilo aldım, ne de krize girdim. Hiçbir şey olmuyor. Bütün o ay ben kilo alıyorum, oy ben duramamlar inandığınız için gerçekleşen kehanetler, bilin istedim.
ASLISIN
YAZARA E-POSTA GÖNDER