Günlerdir gazeteler ve televizyonlar “Gamze Özçelik Olayı”nı veriyor. Bu elbette bir “olay” verilmeli, duyurulmalı, insanlar özellikle genç kızlar bu tür tuzaklara düşmesinler diye uyarılmalı. Aileler daha dikkatli, genç kızlarımız daha seçici ve uyanık olmalı. Bunlara bir diyeceğim yok.
Ancak, benim içime sindiremediğim medyanın tutumu.
Bu tutum sadece Gamze olayında değil pek çok olayda kullanılmıştır.
Örneğin Sabancı Suikastinde vurulan rahmetli Nilgün Hasefe’nin ailesini tanıyorum. Nilgün’ün kanlar içinde yerde yatan görüntüsünü her gördüğünde annesi Süeda Hasefe düşüp bayılıyordu ama bu medyanın umurunda değildi. Hala olayın yıldönümlerinde bu görüntüler ekrana gelir. Gazete sayfalarında yer alır. Ve Süeda hanım, olayın üzerinden yıllar geçmesine rağmen, bu olayı yeni olmuş gibi yaşar.
Bunun gibi yüzlerce örnek vardır kuşkusuz. (ateş düştüğü yeri yakar)
Sadece haberi verseler de, insanlar konuyu anlar ve izler ama ille de o iç karartan ve yürek sızlatan görüntüler yer almalı.
Neden?...Biraz daha reyting almak için.
Bu acıları yaşayan insanları bir an olsun düşünmeden, kendilerini bu insanların yerine koymadan verilir bu görüntüler.
İnsanların duyguları, acıları, yaşadıkları onları hiç ilgilendirmez.
“Medya” demek, giderek “Duyarsız” ve “duygusuz” olmayla eş anlama mı geliyor?
“Gamze olayı”nda da aynı şey sürüyor.
Olay sonuçlanmadığı için elbette gündemi meşgul ediyor. Taraflar kendilerini savunuyor.
Herkes “ben haklıyım” diyor.
Burada mağdur olan kişi kuşkusuz Gamze Özçeliktir.
Ne şekilde olursa olsun inandığı bir kişi tarafından tuzağa düşürülmüş, maksatlı bir şekilde “şantaj”yapmak amacıyla bu görüntüler elde edilmiş ve internet sitelerine sızdırılmıştır.
Bunu yapan her kimse, haklı bir nedeni asla olamaz.
Bu kişi bulunup, mutlaka cezalandırılmalıdır.
Öyle büyük bir cezayla çarptırılmalıdır ki, kimse böyle bir ahlaksızlık yapmaya cesaret edemesin.
Hiç kimsenin hiç kimseye böyle bir acı çektirmeye hakkı yoktur.
Hiç kimsenin bir genç kızın (veya kadının, ‘hatta hayat kadını bile’ olsa) gururuyla oynamaya hakkı yoktur.
Sağ duyu sahibi olan herkes bu konuya zaten böyle bakmaktadır.
Gururu incinmiş, hayatı kaymış, bir evliliğe adım atmak üzereyken, tüm ülkenin diline “porno skandalı’yla düşürülmüş olan bir genç kızın yarı baygın ve üstü başı perişan görüntüleri her vesileyle ekranlara gelerek, bu kızın kadınlık onuru defalarca rencide edilmektedir.
Bu insan haklarına da , İnsan onuruna da aykırıdır.
Olayı artık bilmeyen kalmadı.
Herkes sonucu bekliyor.
Suçluların yakalanması hepimizin ortak dileği.
Ama medya elline bir koz geçti diye bunu sonuna kadar kullanmak zorunda değil.
Gamze Özçelik zaten yediği darbenin şokunu atlatmaya çalışıyor.
Annesi babası kızlarının yanında ama, aynı utancı ve üzüntüyü duyuyor.
Sizlere soruyorum!...
Bu görüntülerdeki kişi; sizin kızınız, eşiniz, kardeşiniz veya bir yakınınız olsaydı. Bu görüntüleri böyle çarşaf çarşaf her gün verir miydiniz? Veya, verenlere hoşgörü gösterir miydiniz?
Lütfen önce iğneyi kendimize, çuvaldızı başkasına batıralım.
İnsan onurunu korumak da medyanın görevlerinden birisidir unutmayalım. .
Özcan Kandemir
o.kandemir@superonline.com
ÖZCAN KANDEMİR
YAZARA E-POSTA GÖNDER