>

KÖŞE YAZILARI | NİLHAN FİDAN

Güvensiz Sularda

“Güvensiz sulardayız yine. Öyle yalnız, bir hiç gibi. Yabancı…” Nilhan Fidan`ın yeni yazısı
 
   
 
 
     

Sana sormak istiyorum bazen. Bir şeye mi kırıldın? Benden uzak durmanın sebebi ne ve ben sana sarılırken kaskatı kesilmenin? Her seferinde anlam veremediğim bir mesafe giriyor aramıza. Her seferinde unutturacak bir şeyler söylüyorsun. Unutuyorum. Tekrarlamıyorum soruları. Hiçe sayıyorum endişelerimi. Ama bir sonraki sefere yine aynı şey. Yine aynı güvensiz topraklar. Aynı hoyrat susuşlar. Cevap verilmeyen sorular, göz ardı edilen meraklı bekleyişler.

Bir öpücük koparmak için oyunlar oynayan çocuk gitmiş. Telefonları cevap vermiyor o istemedikçe, bakışlarından hiç bir hissini sezdirmiyor. Öyle uzak ki sanki yok.

Oysa ben seni özledim. Seni görmek istiyorum bu akşam.

Aylar önce yazdığım gibi. Güvensiz sulardayız yine. Öyle yalnız, bir hiç gibi. Yabancı.

Ne zaman farklı oldu ki? Ne zaman farklı oldu ki bu oyun? Bilinmez kimlikleri çözmeye çalışmakla geçiyor yaşantımız. Sonra da bilmediğimizi keşfedip üzülüyoruz. Internet’teki profillerinde mesela, birlikte olduğu kadına ya da adama söylemediği özellerini deşifre ediyor insanlar. Bir yandan bunu yaparken bir yandan da aradığı şeyi “dürüstlük” olarak tanımlıyor bir yalancı, “henüz bulamadım” diyor bir başkası. Gerçekten olduğunla göstermek istediğini en güzel harmanlayabildiğin dünya, Internet dünyası… İstediğin maskeni takınıp istediğini atabildiğin…

Sana sormak istiyorum bazen. Konuşabilir miyiz? Ama konuşamıyoruz biz. Açıklamalar yapmayı sevmiyorsun. Uzun cümleler kurmuyorsun. Gerçekten düşündüklerini, hissettiklerini ortaya koyacak gibi durmuyorsun nedense. Bunu yapmaktan neden kaçındığını anlamaya çalışıyorum. Bu mesafelere cevap bulmaya çalışıyorum. Beni sevmediğini düşündürten şeylere açıklama yapmak… Çünkü sen yapmayacaksın. Ama ben de yapamıyorum, biliyor musun... Sebeplerimi geçersiz bırakıyorsun. Sana bağlandıkça benden soğumandan korkuyorum. Şu an o kadar çok istiyorum ki sana sarılıp saatlerce konuşmayı, konuşurken kollarında uyuyakalmayı. “Benle mutlu musun?” dediğinde, yine “evet” demeyi ve senden de yine aynı cevabı almayı. Seni özledim, anlamıyor musun…

Sen hiç özlemedin mi? Hiç mi konuşmak istemez insan sevdiğiyle? Günde bir kere kısa bir merhaba bile yok mu artık? Yok demek. Demek olmayacak.

Demek istemiyor, bırak öyle olsun, diyor kadın. Bırak dünyasını açmasın sana, onu rahat bırak, diyor. Yalnız bırak, kendisiyle baş başa kalmaya ihtiyacı var. Uzak dur biraz, diyor. Ben de öyle yapıyorum. Umarım istediğin budur. Çünkü senin istediğini yapmaya çalışırken inan bana çok acı çekiyorum.


Nilhan Fidan
fidannil@yahoo.com
 


NİLHAN FİDAN
YAZARA E-POSTA GÖNDER

 

Diğer yazıları liste halinde görmek için tıklayın >

Favorilerinize ekleyinAnasayfaya dönPaylaşın
cosmoturk önerisi
GÜNLÜK FALINIZ
HAVA DURUMU
Anket
Aşk mı, Para mı?
Aşk
Para
>