“Viyana, bir prenses gibi salındı, hüzünlü bakışlarıyla ruhumuza işledi...” Nilhan Fidan`ın yeni yazısı
Sabahları içine sokuluveren buz gibi soğuk; ama bir o kadar da güzel, mis gibi, pırıl pırıl bir hava. Masmavi gökyüzü ve soğuğa karşın ışıl ışıl parlayan Kuzey güneşi. Islak çimler, sarı laleler, parklar, parklarda güneşlenen gençler... Viyana, bir prenses gibi salındı, hüzünlü bakışlarıyla ruhumuza işledi. Eski bir besteyi yorumlar gibi mağrur halleri ile gönlümüzde taht kurdu. Asilzadeliği tuttu bazen, burun büktü. Bazense kıkır kıkır güldü, bizi de güldürdü.
Mozart’ın, Goethe’nin heykelleri arasından koşturduk. Tramvaylarına metrosuna bindik. Metro marketinden gece yarısı alışverişi yaptık. Halk operasında ilk perdede uyuduk, ikinci perdede uyandık. Çokça Türk lokantası gördük, döner kebabın sosisliyi tahtından ettiğine bizzat şahit olduk. Çarşısında pazarında Türkçe konuşmalar duyduk sürekli, bazısından alışveriş de yaparak vatan evlatlarımıza destek olduk.
Nordsee’den abur cubur deniz mahsülleri, üstüne kremalı kahve eşliğinde sacher torte (kayısı reçelli çikolatalı pasta) yedik. Eritmek için yürüdük, yürüdük, Nashmarkt’a vardık. İsmini bilmediğimiz envai çeşit meyve ve sebzeye uzun uzun baktık. Hindistan ve Uzakdoğu’nun sosları, çeşit çeşit baharatları, Yunan ve Türk mezeleri arasında gezindik. Peynirlerinden, zeytinlerinden, yeni mahsül şarabından (hatta kuşkonmazlı şarabından) tattık. Çimlerde yattık; güneşinde burnumuzu kızarttık. Hiç kalkmak istemedik. Frizbi oynayanlar, birbirine beyzbol topu fırlatanlar, yazı erken getirenler, kulağında müziği keyifle kitap okuyanlar...
Kendimizi Prater’de, heyecanla keyfin ve korkunun iç içe geçtiği lunapark oyunlarında bulduk sonra. Kaertner’de, Opera binasının önünde fotoğraf çektirdik, Mariahilfer’de dondurma yiyerek sezonu açtık. Ne kadar midemize düşkünmüşüz, yedikçe yedik. Bir schnitzel için bir saat sırada bekledik. Yine de pes etmedik. Sevdik biz buraları vesselam. Akşamları belli bir saatten sonra açık bir cafe bulmanın zorluğunu bizzat yaşasak da, bir süre sonra Almanca bilmemek koymaya başlasa da, bazı bazı Akdeniz sıcaklığını arasak da çok sevdik. Bahar'ın en güzel valsini biz Viyana'da yaptık.