Kaybettim, elimde sadece bir oda dolusu senli kalarak, senimi kaybettim..
Yırtılmış sayfalarımda birleştirmeye çalıştığım dünlerimin, eskisi gibi olmayacağını bilir gibi umut ettim..
Niyetlendim belki de sadece..
Satır aralarında bulurum diye, defalarca hayatımın üstünden geçtim..
Sayfalar silinmiş ama, izlerin var soluk…
Dünümü kaybettim, belki de bugünümün en büyük kaybı ‘ O ‘ oldu..Yarınımın ne olacağını bilememek..Yol alırken, birden duraksamak, nefes alırken soluksuz kalmak ve gülerken birden hayatta isyanlar yağdırmak..
Birden ne varsa birden oldu her şey..Güneşin içinden birden çıkan gök gürlemeleri, sevgi denen şeyin pişmanlıklara boğulduğu anlar ve sonsuz denen şeylerin içinde mutlak bir sonun bulunduğunu anlamak!!
Her şeyin bir günün içinde barınması…Tümün hiçbir şey olması..
Hayatımın sonuna kadar dediğim her şeyin, aslında sonsuz ve senzsiz olduğunun bilincine vardığım gün seni kaybettim.
Bittişin sen gittiğinden sonra yeni bir başlangıca dönüşeceğini o zamanlar göremediğim gibi….
Gölgelerle kukla kıvamındayım bu gece…Yansımam tarifsiz mutluluk,
bugünlerde yaşadığımın tek kanıtıdır bana..
Sözlerin kifayetsiz kaldığı bu zamanlarımda, güneş hayat, gece ise yalnızlığımı vurgulamakta, nihayetinde bana..
Boş kalmışlığımda yalnızlığım, birkaç rafta anılarımı yoklamaktayım…
Yeni eklenecek anı yok, kapanmışım kendi hapsime..
Ve dur durak bilmez yalnızlığım, nöbeti vurmuş bedenime…Hiç gitmemekte.
Çıkardığım nice söz, cümle, vurur böyle günlerde kalemime..
Ve hiç beklemediğin anda, gelir hayat, çalar her yeri…
Sen sevmeyi hiç……bilmedin benim gibi..
Benim gibi güzel yalnızlıkların da olmadı.
Sen benim gibi de kendini hiç…….Sevmedin ki
Dokunmadın herkesten önce kendi tenine….
Sevmedin…
Kendin gibi, hiç…..Kimseyi de
Ve gökyüzünü böyle görmedin..Benim gibi..
Mayın tarlaları hep buldu seni..
Sanki ben bastıkça mutluluğa, sen patlattın anıları..
Anılarımızı…
Kızılcık sopasıyla, sihirli değneğin masalıydı aşkımız..
Sen yaktıkça ben yok ettim..
Ben sevdikçe, sen yaktın…
NEMZA SİNANOĞLU
YAZARA E-POSTA GÖNDER