Bir bilsen zehir zemberek günlerdeyim, tutuşunla bırakışın birmiş gibime geliyor.
Şuan şimdi yanımda olmayan senin adına..
Kanatlarım yoktu, kendi ayaklarımla geldiğim o yerden nasıl gidebilirdim…
Uçamıyordum kantsız meleğindim..Dimi senin??
Sinirli, kızgınsın diyorlar bana, oysa ben kırılganım….İnsanlara böyle tepkili olmasam, ne kadar daha beni acıtmak istemelerini seyredebilirmm..
Çocuk kalbimle savaşmaktayım yapayalnız kalmaktayım..
Bir yanım uçurum, bir yanım sirk bahçesi..
Dengesizlikler aleminin prensesiyim sanki..
Hep beni mi bulur bu alemin insanları??
Kaçıp kurtaracak bir prens yok mu?? başka saraydan çekip beni atıyla kaçıracak..
Kaçıp kurtulmak istesem de savaşıyor ruhum seviyor bu denli zor kazanılan kanlı savaşları..
Nice ruhlar kaçıp baharlarını bende geçiriyor..Bense adaletsiz dünyanın, son savaşçısı gibi savuruyorum sevgiyi dünyaya….
Nice tahtlar devrildi, nice hükümler verildi sözler havada uçuştu yine de çöktürülemedi bu sevda devletimin surları…
Zırhlarım her zamanki gibi dim dik korumakta beni…Nice göz yaşları gördü yıkılmadı, sevgiydi besini beslediği ruhunu ve anladı her zaman kimin doğru kimin yanlış olduğunu, hisleri vardı herkesi bu yüzden anlardı.. Doğruysa doğru herkesin kendi kararıydı..
Gözlerim kapalı…Sana ve senin metre karesi olmayan uçsuz bucaksız hayatına…Nice bedenler geçer gider hiç olmamışçasına senin teninden.
Ama sevgi anlar kantara düşmeden ölçer kalbin sevgi yüklü ağırlığını..
NEMZA SİNANOĞLU
YAZARA E-POSTA GÖNDER