"Yalnızlığa ancak sen dayanırsın!"
Evet, olay burda. Biz yalnızlığa dayanamıyoruz ki. Muhtacız bi kere. Birini istemek, birinin sıcaklığını, varlığını düşünmek zorundayız. Yapamıyoruz.
Sürekli bi istek hali.
- Gelsin, elimi tutsun.
- Sarılsın, öpsün.
- Dokunsun, sıcak olsun.
- Var olsun.
- Yakışıklı olsun.
- Anlayışlı olsun.
- Sevecen olsun.
- Sevimli olsun.
- Zeki olsun.
- Sadık olsun.
- Güvenilir olsun.
- Durumu iyi olsun.
İstekler hiç bitmez. Bi bu kadar daha çıkartırsın sen. Güveniyorum sana. Yalnız şu var ki söylemeden geçemeyeceğim. Bu liste uzadıkça yalnız kalma ihtimalin daha da artıyor.
"Yalnızlık = "Olsun" listesi" Sen iyi düşün, taşın.
"Listeyi kısa tut, yalnız kalmazsın." demek isterdim tabi. Fakat öyle de olmuyor. Şans meselesi, baht hikayesi...
- Bahtıma... (iç ses)
İç ses ne haklıdır bi bilsen. İçin bilir herşeyi. Sen gördüğün anda kitlenir kalırsın da için için yersin kendini "bişey yanlış, bişeyler eksik" diye. Tabi ne derece sözünü dinlersin? Bilemiyorum. Dinlediğin kadar. Olduğu kadar.
Elbet çıkacak karşına. Ne sandın? Herkes çift yaratılırken sen "tek" mi kalmıştın? Vardır bi yerde. Bir köşede. "Ama nerede?" sesini şimdiilik bastırıp, her olayın keyfini çıkarmalı. Tabi bence. Bi sakin ol mesela. Bi dik dur. Bi keyifli ol.
" Gülümseyişime bayılır,
bir de şarkı söylersem benimle kim yarışır?
Kaybettin boşver yüreğin buna da alışır."
Tam olarak bunların hepsine sahip olamasan da - şarkı söylemek gibi - elindekilere güvenmeyi dene. Önce gül. Sonra tazelen. Bak o zaman o köşe bucak kaçıp saklanan çıkmıyor mu ortaya?
MERVE ARIK
YAZARA E-POSTA GÖNDER