Görmeyeceksin kimsenin derinini. Görürsen anlamak istersin, anlarsan daha çok görmek istersin, derinlere inersin vurgun yersin…
Bildiklerin, inandıkların, umdukların, ritmin değişir. Teklersin…
Kendinden bir adım önde başka kimse olmayacak, yoksa kendin için yaşamaktan vazgeçersin. Derine indikçe kendini kaybedersin, bulduğun şey sen olmaz.
Hep kendinde, doğan yeni günde bulduğun umutta pusulanın ibresi değişir.
Bak kendine, ellerin, gözlerin, dudakların, gülümseyişin nasıl da sen. Birini alıp varlığının nedeni haline getirirsen o gidince geriye ne kalır senden… tutunarak uzayan bir sarmaşık…
Kimsenin derinine inmeyeceksin o yüzden, inersen vurgun yersin… İnersen senden geriye tutunmak zorunda kalan bir sarmaşık kalır…
Çok yorulduğunda dur ve hareket etme, telaşlanma, bırak kendini. Su seni iter… Tekrar nefes alabilmek için acele edersen boğulursun, bekle. Suyun üzerine çıktığında, derinlerden kurtulduğunda güneşin suyun üzerinde nasıl kırıldığını göreceksin. Uzaktan baktığında derinlerin ne kadar karanlık olduğunu da…
Kendini mahkum etme, çıkamam deme, hangi yolun dönüşü kapalıdır ki… geldiğin yoldan dönersin en basiti, başladığın yere dönersin…