İç dünyamı yönetmeye ve ruhumu beslemeye karar verdiğim günden beri, her gün aynı saatlerde ruhuma iyi gelen ritüeller belirledim kendimce. Tıpkı hemen hemen her gün aynı saatlerde acıkan karnımı doyurduğum gibi, onca zaman ihmal ettiğim ruhumu da doyuruyorum bu ritüeller ile..
İşte onlardan bir tanesi “Müzik Ritüeli”…
Her gün aynı saatte bütün işlerimi bir kenara bırakıp ruhumla baş başa kalıyorum ve beğendiğim bir şarkıyı armağan ediyorum ruhuma. Hiçbir şey yapmıyorum bu esnada… Hiçbir şey yapmamanın o tarif edilmez hazzını yaşıyorum bir süre… Müziği dinliyorum sadece ve ruhuma işlemesine izin veriyorum.
Geçen yıl tanıştım Baba Zula ile… Bugünkü müzik ritüelimde ruhuma armağan edeceğim şarkıyı seçmek için “Duble Oryantal” albümünü alıyorum elime. Buldum; “Özgür Ruh”… Tekerleme gibi bir şarkı, hele ki aradaki o solo klarnet harika!
Sözleri ise tam da sevgili ruhuma hediye edeceğim cinsten;
“dört duvar arası kapanmaz ki
sendeki özgür ruh
ölünce parçalanmaz ki
bendeki özgür ruh
sevişe sevişe azalmaz ki
tendeki özgür ruh
kopyalayarak çoğalmaz ki
gendeki özgür ruh “
Özgür Ruh!
Ruh, özgür olmak ister; uçmak, kaçmak, konmak, sonra tekrar uçmak, kaçmak, tekrar konmak... Tutsak olamaz ki o!
Kendi olmak ister ruh! Başkalarının şekline, kabına sığamaz bir türlü…
Ama ne yazık ki özgürlük çığlıklarına aldırmadan farklı farklı şekillere sokulur ruh!
Anne-baba için “biri” olur
Kardeşler için “başka biri”
Arkadaşlar için “daha başka biri”
Sevgililer için “bambaşka biri”
Patronlar için “tamamiyle başka biri”
oluverir de bir türlü kendi olamaz ruh!
Hadi bırakın şimdi inkar etmeyi! Hep birileri için “biri” olmaya çalışmıyor muyuz? Başkalarının değerlerini özgür olmaya – kendi olmaya çalışan ruhumuza pranga yapıp tutsaklığa mahkum etmiyor muyuz onu?
Ne acı ki; hepimiz özgür ruhlara sahip tutsaklarız aslında.
Sevilmek adına, ilgi görmek adına, onaylanmak, takdir edilmek adına hep başka biri olmak, “başkalarına bağımlı olmak gerçeğinin” ta kendisi aslında. Tutsak olmak yani.
Hâlbuki özgür olmak demek, başkalarının övgüsüyle var olmamak, yergisiyle de yok olmamak demek!
Ruhumu özgür bıraktım ben.
Ruh, özgürlük ister! Kendi olmak ister!
GÜLAY AKÇAKOCA
YAZARA E-POSTA GÖNDER