>

KÖŞE YAZILARI | GÖKÇE KURTOĞLU

Metin Aralot Anlatıyor

Çok samimi, sıcak, egolarından kurtulmuş bir adam: Metin Arolat (Gökçe Kurtoğlu)
 
   
 
 
     

Çok samimi, sıcak, egolarından kurtulmuş bir adam o… Hani “on parmağında on marifet”derler ya, işte o söz tam da Metin AROLAT’ı anlatıyor… Karşınızda hem usta bir yönetmen hem usta bir müzisyen… “Çok daha ötesi” Metin AROLAT …



“İLKOKUL 4.-5. SINIFTAYKEN ELİMDE ESKİ MODEL BİR KAMERAYLA SENARYOLAR YAZIP ONLARI ÇEKERDİM”

*İlk olarak çocukluktan başlarım derim, Metin Arolat ’ın bu kadar yetenekli olmasını genlerine bağlayabilir miyiz? Aileniz de sizin gibi yaratıcı bireyler var mıydı? :))


M.A: Önce bu güzel iltifat için teşekkür ederim :) Aslında ne olacağım çocukluktan belliymiş sanki. Çünkü matematik,fizik,kimya vs gibi teknik derslerle aram hiç olmadı ama resim müzik vs gibi sanatsal derslerde her zaman okulun en iyilerinden biriydim.Daha ilkokuldayken kendi kendine söz yazıp üzerine beste yapmaya çalışan bir çocuktum.Ayrıca elimde 8mmlik bir kamerayla,arkadaşlarıma rol verdiğim senaryolar yazıp çekerdim.Gene de puan sistemi yüzünden üniversitede bile işletme okumak zorunda kaldım.Ailem de sanat her zaman oldu.Dedem şair Ali Mümtaz Arolat.Lisedeyken edebiyat kitabımızda dedemin şiirlerinin olması yüzünden kendimi özel hissederdim.Ablam,Bedri Rahmi Eyüboğlu’nun öğrencisi bir ressamdır.Babamın basılı şiir kitapları olmasına karşın,çizime de yeteneği çok fazlaydı.Örneğin Türk hava yollarının logo su babamındır.Türkiye’nin en iyi mimarları kabul edilen,Mehmet Neşet Arolat ve Emre Arolat ,amcam ve kuzenimdir.Yani anlayacağınız herkes bir şeyler yapmış.Belki de genler etkili bilemem..

*Kaç yaşında yönetmenlik yapmak istediğiniz fark ettiniz? Nasıl oldu, etrafınızdakilerin tepkileri nelerdi?"

M.A: Dediğim gibi daha ilkokul 4-5. sınıftayken elimde eski model bir kamerayla senaryolar yazıp onları çekerdim.O zamanlar o çekilen filmler posta ile yurt dışına yollanırdı tab edilmek için.Tab edilip geldiklerinde çektiğim şeyleri montajlardım.Sonra da sınıf arkadaşlarıma gösterirdim.Küçücük çocuk halimle neler yaparmışım.Ben şimdi böyle bir çocuk görsem onun değerlendirilmesi ve eğitim alması için elimden gelen her şeyi yaparım.O zamanlar öyle değildi tabi.Yaşıtlarım sokaklarda oynarken ben ya film çeker,ya beste söz yazar,ya elimde bir enstrüman onu keşfetmeye çalışırdım.Evde boyumdan büyük bir akordeon vardı.Yılmadan onu kucaklar,arkasında kaybolmama rağmen el yordamıyla tuşlarını bulup çalardım.Hey gidi günler .:) “Cebimde 5 kuruş olmadan atlayıp Amerika’ya gittim”

*Yönetmenliğe nasıl başladınız?

M.A: Yönetmenliğe İzmir ‘de üniversitede işletme okumayı bitirdikten sonra istanbul’a gelerek başladım.Aslında yönetmenliğe değilde reklam sektöründe getir götür işlerine başladım.Çünkü başta kimse senin yeteneğinin farkında değil.Ama insanın içinde bir hedef olunca başlangıç için her nokta mübah.Onlar bana çay taşıtıp,fotokopi çektirirken ben de içimden bir gün yönetmen olacağımı fısıldardım.Daha sonra yeteneğimi gördüler sanırım ve yönetmen asistanlığına geçtim.Ardından cebimde 5 kuruş olmadan atlayıp Amerika’ya gittim.Bir yandan marketlerde ve pizzacılarda kaçak olarak çalıştım,diğer yandan o kazandığım parayla University of Illinois reklamcılık bölümünde okudum.Döndüğümde ilk açılan özel televizyonların nerdeyse tamamının açılış zamanlarında kadrolarındaydım ve tanıtım bölümlerinde yönetmenlik yaptım.Ardından gene reklam filmlerine geçtim ve ilk çektiğim reklam filmiyle Cannes’da yapılan ve reklamcılığın Oscar’ı kabul edilen “Cannes Altın Aslan Reklam Filmleri Ödülleri”nde kendi kategorisinde büyük ödülü aldım..

*Sizce bu sektörde önemli olan hırs mıdır, bilgi mi, deneyim mi?"

M.A: Kesinlikle ikiside.. * Siz hem çok iyi bir reklam yönetmeni hem de çok iyi bir müzisyensiniz.

"Müziğe nasıl başladınız?"

M.A: Müzikte dediğim gibi ilkokul yıllarında başlamıştı.Üniversite de bir okul grubu kurup kendi yaptığımız besteleri okuyarak konserler vermeye başladık.Ardından istanbul’a gelince bir yandan yönetmenlik yaparken bir yandan da müzik tarafımı değerlendirdim.Yaptığım şarkıları dinlediler,bana güvendiler ve albüm yaptık.Şimdi geriye bakınca ne kadar renkli,uğraşı dolu,üretim dolu bir hayat yaşamışım diyorum.İyi ki hayallerimin peşinden gitmişim.Eğer cesaretsiz davransaydım şu anda hiç istemediği işleri yapan,yapmak istedikleri hep içinde bir özlem ve yenilgi olarak kalan biri olacaktım. “Sabunun köpüklerine bile başka türlü bakan bir adamım”

*Bir yönetmenin ya da bir müzisyenin yaratıcılığını neler besler?

M.A: Bunu bilmiyorum.sanırım her şey.Çünkü yaşadığım her şeye karşı algılarımın daha açık olduğunu düşünüyorum.Belki de bütün bunların özü algıların açık olması.Ben elimi yıkarken,sabunun köpüklerine bile başka türlü bakan bir adamım.Elimi sağa sola çevirip o köpüklerin farklı ışık almasıyla ne farklı renkler yansıttığını izlerim.Bir başkası da elini yıkar çıkar.

*Kaç senedir video klip çekiyorsunuz ve ilk çektiğiniz klip hangisiydi?"

M.A: Aslında ben bir reklam filmi yönetmeniyim.Video klip çok fazla çekmedim.Sadece yakın arkadaşlarıma ve kendime birkaç klip çektim.ilk çektiğim klip sanırım yanlış hatırlamıyorsam bir tv showunda yayınlanması için Tarkan’a çektiğim "kimdi" şarkısının klibiydi ya 90 ya 91 senelerinde…

*Sizce şuana kadar çektiğiniz en iyi iş hangisiydi?"

M.A: Valla o kadar çok reklam filmi çektim ki sanırım 700-800 civarı. En iyisi şuydu diyebilmem mümkün değil.Bu arada bu adam neler çekiyor diyenler için çektiğim reklam filmlerinin bir kaçını görebilecekleri bir link internet adresi de veriyorum;

http://www.interfilmistanbul.com.tr/directors.asp?DID=4

*Gençler arasında bu işi hakkıyla yapan ve ileride çok iyi noktaya geleceğine inandığınız biri var mı?

M.A: Olmaz olur mu! Kendi asistanlarımı öyle bir yetiştiriyorum ki başarısız olmayacaklarını düşünüyorum..



*Birini seçmek zorunda kalsaydınız yönetmenliği mi, müzisyenliği mi tercih ederdiniz? "

M.A: Öyle bir zorunluluğum iyi ki yok :) bu soruyu çok kez duymuşumdur ama neden bir tercih yapmam gereksin? Metin Arolat’ın hayatında bunlar bir bütün.Sanırım bu bize has bir önyargı.Bir insanın bir mesleği olurdan yola çıkılıyor bu soruda..Ben bu kuralı yıkan biriyim.İki mesleğimide birbirinden üstün tutmadan seviyorum ve severek yapmaya da devam edeceğim :)

*Yönetmenlik zor iş, gecesi gündüzü yok… Peki bu durum özel yaşamınıza nasıl yansıyor? "

M.A: Tabi ki kendime ayırabildiğim zaman fazla olmuyor ama ben buna "gülü seven,dikenine katlanır" diyorum..

*Sette yönetmen despot mu olmalıdır, yoksa arkadaş gibi mi? "


M.A: Belli bir disiplin olması şart.Despotluktan bahsetmiyorum tabi ki ama disiplin şart.

“SIKI BİR BEATLES FANATİĞİYİM”

*Gelelim müzisyenliğe… :) Önce kimleri dinlersiniz onları öğrenelim… :)"

M.A: Sıkı bir Beatles fanatiğiyim. .Simon and Garfunkel,Pink Floyd,Chicago,Michael Franks,Sade,Metallica vs vs..sanırım dinlemediğim bir şey yok benim :)

*Genelde kendi şarkılarınızı kendiniz yapıyorsunuz. Peki bu dönemde özel bir çalışma planı yapıyor musunuz? Yoksa içinizden geldiğinde mi yazıyorsunuz?"

M.A: Tamamen içimden geldiği gibi.

*En çok çalmak istediğiniz müzik aleti hangisiydi? "


M.A: Piyano

“450-500 CİVARI BESTEM VARDIR”

*Toplam kaç besteniz vardır? Albüme koymadıklarınız hariç :)"

M.A: Hiç saymadım..Tahminen söylersem 450-500 vardır. *Beatles hayranı olduğunuzu öğrendik :)

"E, biraz bahsedelim o zaman Beatles’dan :) Neden Beatles? "

M.A: Ben küçük bir çocukken evde o kadar çok Beatles dinlenirdi ki sanırım o yüzden daha o yaşta bütün şarkılarını ezbere biliyordum.Hani derler ya anısı var diye..Hala her Beatles şarkısında geriye giderim .

*Herkesin merak ettiği soruya gelelim o zaman :) “İzmir” “Sarı saçların” yoksa İzmir’in güzel sarışınlarından biri mi var Arolat’ın hayatında? :) "

M.A: Herkes bunu mu merak ediyormuş??:))) Ben okul yıllarımı izmir de geçirdiğim için İzmir‘in anısı bende büyük.İzmir şarkısı o sebeple ortaya çıktı.Zaten taa üniversite yıllarımda yazdığım bir şarkıdır..Sarı saçların konusuna ise hiç girmeyelim… :))

* Yönetmen olmak için mi, müzisyen olmak için mi daha çok savaş verdiniz?


M.A: Her ikisi için de.

*Yeni şarkıcılardan kimleri beğeniyorsunuz?"

M.A: Emre Aydın,Gripin,Multitap,Eflatun,Yüksek Sadakat,TNK vs çok severek dinlediğim müzisyen ve gruplar.

*Kliplerde erotizmi en iyi kullanan yönetmenlerden birisiniz, kaliteli erotizmi nasıl başarıyorsunuz?"

M.A: Sanırım gözün bir şeyi nasıl görüyor ya da görmek istiyorsa,yansıttığın da o oluyor.

“Ruhum seninle” gerçekten çok özel bir şarkı. Kime, nasıl yapıldığını öğrenebilir miyiz?"

M.A: O şarkının sözlerini yazarken önce kısır bir döneme girdim.Tek bir kelime yazamadım..Sonra o sıralar tatilde olan ve çok sevdiğim bir arkadaşımla telefonla konuşurken,bana hastalanmak üzere olduğunu söyledi.Ben de ona "kendine dikkat et oralarda,üşütüp edip te hastalanma" dedim..Telefonu kapadım..Bu lafa takıldım.Sonra bu lafın üstüne şarkıyı kurdum..

*Aslında siz bir açıdan da hoca sayılırsınız:) “Ruhum seninle” nin klibini asistanlarınıza emanet etmişsiniz doğru mu?"


M.A: Evet doğrudur :) *Her şeyi bırakıp başka bir şehirde ya da ülkede yaşayacak olsanız orası neresi olurdu? M.A: Her şeyi bırakmak istemiyorum o yüzden hiç düşünmedim böyle bir şeyi :)

*Yönetmen bir adamla, sokaktaki bir adamın aynı kişiye baktıklarında düşündükleri şeyler farklı olur mu? Yani “yönetmen gözüyle bakmak” ne demektir?"

M.A : Biraz önce el yıkarken sabun köpüğüne baktığım zaman gördüklerimi anlatmıştım ya.sanırım onun gibi şeyler..

“SALVADOR DALİ İLE KAHVE İÇMEK İSTERDİM”

*Eğer istediğiniz kişiyle 1 kahve içme şansınız olsaydı –bay/bayan ya da şuan hayatta olmayanlarda dahil- kimi seçerdiniz ve ilk sorunuz ne olurdu? "


M.A: Salvador Dali yada onun gibi kendi zamanının ötesinde işler yapmış biriyle içmek isterdim.”Kimse seni anlamazken sen kendine nasıl bu kadar inandın?” diye sorardım.

*Zaman geriye alınabiliyor olsa, hangi ana geri dönmek isterdiniz?"

M.A: Sezen Aksu nun bir şarkısında söylediği gibi.."henüz kimseyi aldatmamış,henüz hiç bir sevdiğimizi kaybetmemişken" ki zamanlara.

*Giyim konusuna da değineceğim:) styling konusunda bir danışmanınız var mı?"

M.A:
Bir kaç kere bir danışmanla çalışmayı denesem de inanın bana o anda elime ne geçirirsem onu giyen biriyimdir :)

*Twitter’ın en aktif kullanıcılarından birisiniz :) Peki bir sanatçının hayatında sosyal medya ne kadar etkilirdir?"

M.A: Sosyal medyalar hayatımızda yeni..Etkilerini de uzun vade de göreceğiz sanırım.Şimdilik güzel sohbetler edilen, kafa dağıtılan bir yer. *

“Fool on the hill” ne ifade eder sizin için? :)"

M.A: Sözlerinin beni çok iyi ifade ettiğini düşündüğüm bir Batles şarkısı :) “Aşk hayatım mutedil dalgalı”

*Metin Arolat’ın aşk hayatı ne durumda acaba?"


M.A: Mutedil dalgalı :) *Sizin için “çok daha ötesi” olan biri var mı? M.A: Ailem dışında çok daha ötesi olanlar zaten en yakın arkadaşlarım :)

*Son bir soru soralım ve ardından size teşekkür edelim o zaman :) Yaşlanmaktan korkuyor musunuz?"

M.A: Doğa ya saygısızlık olur bu.hiçbirimizin bir torpili yok :)

*Çok teşekkür ederim… :)"


M.A: Ben de size çok teşekkür ederim :)

Röportaj:
Gökçe Kurtoğlu / Cosmoturk


GÖKÇE KURTOĞLU
YAZARA E-POSTA GÖNDER

 

Diğer yazıları liste halinde görmek için tıklayın >

Favorilerinize ekleyinAnasayfaya dönPaylaşın
cosmoturk önerisi
GÜNLÜK FALINIZ
HAVA DURUMU
Anket
Aşk mı, Para mı?
Aşk
Para
>