Sınırları belirlenmemiş bir düzlemde, her iki uçtayken de o düzlemin baş kısmında olduğunu iddia edebilirsin. Ama arkandan bakan için hep başta, önünden bakan için hep sondasındır. Aynayı bulmakta marifet. Yolun ‘baş’ında olan “herkes”e gelsin…
Aslında bu yazıyı yazmak geçtiğimiz haftalarda Koray’ın (www.kalemkahveklavye.com/ ) radyo yayınını dinlerken aklıma geldi. O geceki yayında kurduğu daha sonra da üzerine sohbet ettiğimiz bir cümleyle zihnimde onlarca sayfa tasarlandı bir anda. Tabi ki en yalın halini yansıtmaya çalışacağım ekranınıza. Ama cümlenin hakkı cümlede kalmalı; “hayat yolda olmaktır”
Cümlemize; kolay gelsin.
Öyle midir? Öyledir. Bunu tartışmayacağım esasında. Konum o cümleden yola çıkıp bambaşka bir yol yaratmakta. Yani hayat yolda olmaksa, varacağın yer için mi, yol için mi koşuyorsun hala?
Hep bir amaç var. Doğdun; konuşmanı beklediler. Konuştun; yürümeni istediler. Yürüdün; koşmanı izlediler. Sonu gelmedi isteklerinin. Şu yazıyı okuduğun ve ne kadar aptal veya zeki olduğuma dair fikir yürüttüğün yaşa kadar geldin. Hala bir şeyler için çırpınıyorsun. Sadece sen değil, ben de, o da…
Kazandıklarınsa, ruhunu tatmin et diye sana sunulmuş benzin istasyonları. Çok kalırsan, bir sigara yakarsın, sigarayı yakarsan; havaya uçabilirsin. Çok kalmaman lazım o “kazandıkların”da. En azından böyle öğrettiler. “Ne oldum” diyemedik hiç, hep “ne olacağım” dedirttiler. Çünkü bekleyiş içinde olmak insanoğlunun hiçbir şey yapmadan bile kendini yiyebileceği en güzel yöntem. Çünkü insanoğlu, beklemek ve istemek için var. Çünkü…
Atlayalım asıl boyuta; hangisi daha eğlenceli? Benzin istasyonuna giden yolda patlayan lastiğin verdiği adrenalin mi? İstasyondaki molanın verdiği rahatlık mı? Sen, yürümek, koşmak daha da yürümek ve daha da koşmak için varsın. Yaratılma amacın bu. İste ve tatmin olma diye varsın! Bu sebeple elinde olanların hiç yetmeyecek sana, hep yolda olacaksın. “Son 5 dakika”ların hiç 0’a varmayacak. Ama sen bunu seveceksin, çünkü istedikçe varsın… Bekledikçe olgunlaşacak, kazandıkça kaynayacaksın…
Evet, amaçları kafatasından büyük olan okuyucu; bu sanaydı.
Biraz da banaydı…
Yolda birbirinizi görünce selam verin.
Sevgiler,.
GÖKÇE KURTOĞLU
YAZARA E-POSTA GÖNDER