Aslında dünyayı değiştirebilirdin; kendi dünyanı değiştirmek daha kolayına gelmeseydi.
İnanır mısınız yeni farkettim; hiçbir kitabın sonunda dünya değişmiyor!
Belki de kitap bitmiyor.
Sadece o hikaye hep seninle yürüyor.
Hep zihninde bir dolu, bir avuç, kocaman hikaye. Belki o kitap dünyayı değiştirmedi ama bir romandan sonra nasıl hissetmiyorsun kendini dünyayı değiştirecek(!) gibi? Bir şarkı mesela, Sezen dinledikçe aşık olasın gelmiyor mu? Şimdi sana yeniden ister misin deseler? :) Ya da Bach dinleyip, minör acılarla kaybolasın yok mu? İliklerinde hissetmeli; öyle derinden, öyle içten okumalı, dinlemeli, izlemeli ve "sevmeli"sin.
Sevmeli.
Seninle yürüyen hikaye gibi...
Hiçbir kitap bitmez aslında; sen sonunu yaz diye.
O okudukların, dinlediklerin, izlediklerin teminatıdır yaşayacaklarının. Hayat devam eder, "sen" içerisinde. Çok zor da değil, bir karakterle eştutarsın kendini. Neden bir "Nermin" olmayasın? Onun da canı yandı, o da mutlu oldu, o da, o da, o da...
Nasıl aynısınız Nerminle.
Nermin gibi kokuyorsun şimdi,
Nermin gibi hissediyorsun,
Nermin gibi okuyorsun,
İnan farkında bile değilsin ama Nermin gibi yaşıyorsun.
Ee, Nermin;
Hikayenin geri kalanı nerede?
"Son"suz hikayeler ne de çok!
Yo, hayır, "o'nsuz" demedim henüz!
Göz yanılmalarını sevmem,
Uyu Nermin, yarına yeni bir hikaye yazacaksın...
Görüşmek üzere!
GÖKÇE KURTOĞLU
YAZARA E-POSTA GÖNDER