Merhaba bayanlar –veya baylar :) - bugün pek çoğumuzun aklında bir yerlerde saklı duran “exten next olmaz caaaaaaanım” cümlesi üzerinden gidelim istedim. Burada ki “ex” eski sevgili olan değil her zaman. Biraz da, eski “dostlar” –neden tırnak içerisinde yazdığımı tahmin etmişsinizdir :) - eski mekanlar –o sokaktan geçmemek lazımmmmm- eski işler –organize işler;)- eski şarkılar, eskiler, eski…
Bak konu yine dağılıyor hemmmen bir ucundan tutmam lazım;
Peki, nedir bu exlik mevzusu? Neden exten next olmuyor efendim?
Ex’in anlam olarak tıpta “ölü”yü tarif ettiğini biliyoruz. Eee, özellikle kızlar arasında dilimize yerleşmiş bir durumdur ki hayatımızdan “ölümüne” çıkardığımızı her şeyi ve herkesi “ex” olarak anıyoruz. Ha tabi, bunun içerisinde zamanın tüm radyo ve televizyonlarda “ex aşkım bana neler ettin?” naralarını atan Kenan Doğulu’nun payı gerçekten büyük onu da inkar etmiyoruz. Bu “ex”ler öyle şeyler oluyor ki genelde “ilgili” olay yaşandıktan sonra çooook uzun bir süre ağlama krizlerine sokuyor, çikolatalar yetmiyor, selpak sadece bize çalışıyor.
- Bu son cümlede bir anlam kayması var, ben çözemedim, siz bi el atın, bana bir yerden mesajlayın.-
Sonra, dostlar meclisi toplanıyor, gerekli dedikodular yapılıyor, hep birlikte o kişinin/kişilerin/yerin ay her neyse işte, senin hayatında yeri olmadığına karar veriliyor. Bir de sen buna inanıyorsun, o zaman tadından yenmiyor. Hemen ardından napıyorsun? Kişiyi/kişileri ay her neyse işte, ex’e çıkarıyorsun. –Yazının geri kalanında kişi/kişiler/mekan/iş vs diye ayırmayacağım, ex işte kısaca, sen ne anlıyorsan- “Ex’e çıkarma” bir çeşit satılığa çıkarma durumu oluyor. Hayatını bir alışveriş merkezi olarak düşünürsek de, ex’e çıkardığın 2. elin oluyor. Artık kim alıyorsa alsın, tepeeee tepeee kullansın.
Konunun hası aslında “exten next olmaz” felsefemizdi, şimdi “öz”den devam ediyoruz. Evet, bu kadar tantanayla ex’e çıkardığın gün geliyor – ki o gün ya sen boşta kalmış oluyorsun, ya kafan karışık oluyor, ya da için kan ağlıyor- karşına next’in olarak çıkıyor. Sıradaki oluyor yani. İyi de neden? Nasıl oldu bu iş? Bak şekerim, aynen şöyle oldu. Şimdi, hani sen ağladın, üzüldün falan filan neyse, ex’e çıkardın ve atlattın. Sonra, sana yeni bir ürün geldi –yine alışveriş merkezi mantığında ilerliyoruz- o sıfır, gıcır gıcır ürünü görünce öyle heyecanlandın ki, içeriğine dikkat etmeden, kullanım kılavuzunu okumadan, kutuyu açtın, kullanmaya başladın. Veee sürpriz! Yanlış paket! Bunu çok pis bir şekilde deneyimledikten sonra, tekrar o ürünü de ex’e çıkartıp yastığına gömüldün.
- Bu olayın senin açından giden hali, şimdi kamerayı ilk ex’e çeviriyoruz -
Senin ex’e çıkardığın ilk ürün o sırada –yani sen yeni ürününün kutusunu açarken- “2. el sever” biri tarafından kapıldı. Büyük ihtimalle onun içinde hüsranla sonuçlanan bu alışverişin finalinde kafasına düşen taşlar sonucu senin nasıl iyiii, nasıl süpeeeer, nasıl müthiiiş olduğunu anlayıverdi. Fakat unutulan nokta şuydu; kafaya taş düştü, beyni sarsıldı, ama bu durum geçecek, eski benliğine geri dönecek.
Veeee biz kullanım kılavuzunu okumadan açtığımız ürünün bozuk çıkmasıyla yıkılmışken, ilk ex’imiz kafasına düşen taşın da etkisiyle next’imiz olarak karşımıza çıktı. Bizim de zaten ruh halimiz son derece karışıkken tüüüüüm geçmişi unutup o’nu sıfır bir ürünmüş gibi alıverdik geri. Ve canım, acı gün tekrar geldi, kafaya düşen taşların etkisi bitti, eski ex, yani yeni next, ex’lik günlerine dönüverdi… Tarih tekrardan ibaretmiş ya hani, acılar tekrar etti…
Kısaca tatlım, ex, next olmayacağını bir kez daha ispat etti…
Hepinize “geriye baktırmayan” seneler dilerim, gelen gideni aratmaz umarım….
GÖKÇE KURTOĞLU
YAZARA E-POSTA GÖNDER