Noktalarımı birleştirip çizgi yapamıyorum, çizgilerim uzun yollara dönüşmüyor ve ben o yollardan yürüyemiyorum, kesik kesik çizgilerle sarılı etrafım, hani kupon keserken etrafında kesik çizgiler olur ya; ya da uzun ince bir yolda şeritler olur, öyle işte. Çıkış yönümü bulamadığım bir süreç yaşıyorum. Evet bir yoldayım önümde bir dönemeç ve bir çok seçenek var. Yollarım çok, kafam karışık. Geri dönesim de var aslında ama kaza yapma ihtimalimden korkuyorum, tabelalardaki simgeler bulanık. İleri gitmek gerekiyor, sağa sola sapmadan tam ileriye. Ama nereye? Pusulam kayıp, yola çıkarken elimdeydi oysaki ama bulamıyorum bir süredir, formülü unuttum. Yol =hız X zaman mıydı? Ya da her neyse işte. Zamanı tutamıyorum, yolumu bulamıyorum, tüm bu bilinmezlik içinde hızlı da olamıyorum. İçimden yükselen sesler, acele et yeşil ışık çoktan yandı neyi bekliyosun derken, benle aynı yola çıkanlar gaza basmış, kendilerinden emin ilerlerken, neyi bekliyorum ki ben? Arkamdan kornaya basan insanlara engel de oluyorum üstelik, bir kargaşa, telaş ve stres hali. Böyleyken ne kadar sağlıklı bir karar verilebilir peki? Deneme-yanılma yöntemi uygulamak gerekli, ileri evet tam ileri ama eğer yanlışsa yönüm o zaman ilk dönemeçten geri. Yolları iyi bilen bir şöför ya da bir pusula, bir yol arkadaşı gerekli. Yol kenarında bir yeşillik bulup dinlenmeli, huzurlu bir zihinle çıkmalı yola, trafik polisine takılmadan, gerektiğinde küçük hatalarla devam etmeli.
Yeni yollar, yeni fırsatlar, yol kenarındaki ikazlar, ağır cezalar, kazalar, dinlenme yerleri, tükendiğimizi hissettiğimiz yerdeki enerji depoları, durup dinleneceğimiz duraklar, yanımızda olan dostlar, inip binen insanlar, başka araçlar, çatlak korna sesleri…Hayat böyle bir yolculuk hali, en kısa zamanda yolu çizmeli.
GAMZE ERKUL
YAZARA E-POSTA GÖNDER