Hayatı ve yaşadıklarımı sorgulayınca birden bir cümle yalayıp geçti beynimi… Tüm puzzle parçaları benzer birbirine fakat yalnızca bir tanesi tamamlar resmi ! Sonra bir şeyler geçti gözlerimin önünden,hani derler ya hayatım film şeridi gibi geçti gözlerimin önünden diye,tam da öyle bir şey işte.Düşünmeye başladım sonra…
Hayat parçalardan bütüne varmak mı,yoksa bütünden yola çıkıp o en küçük en önemli parçaya ulaşmak mı bilemedim,sanırım göreceli bir durum.Bazen doğarken elimize bazı parçalar verildiğini düşünüyorum tamamladığımızda resmin bütününü oluşturduğumuz küçük ama değerli parçalar…Kimi zaman bir aşk,bazen bir dost,bir umut,kurtuluş yolu ya da bir huzur avucumuza sıkıştırılan.Bakmakla görmek,farketmekle cesaret edip hayatımıza almak arasındaki ayırımda saklı varacağımız sonuç,ya da ne beklediğimizle ilintili yalnızca belki de odağımız ve önceliğimizle.Hiç beklentisizken adına şans denilen, o bizden bağımsız üçüncü bir el tarafından hayatımıza bir mucize sızar,çok derinlerde neye ihtiyacımız olduğunu bilen o el mucizesiyle öz benimize ulaşmaya çalışır,engel olmak ya da sorgusuz kabul etmek elimizde.Mantık ya da kalp mi,düşünceler ya da duygular mı yoksa kaçmak ve adım atmak mı seçim elimizde.
Puzzle’ın tamamlanma süreci uzun,deneme yanılma yöntemi bol,parçaları çok,çoğu eksik ya da kayıp.Her bir yaşanmışlık, bir sonraki parçaya varmak için teşvik ya da engel.Bazen öyle bir parça vardır ki avuçlarımızda değerini kaybedince anlarız ya da tutup sıkı sıkıya bağlanırız,biliriz ki resmin bütününe varmak için en çok o parçaya ihtiyacımız vardır.Bazen öyle parçalara değer verir puzzlei yeniden yaratmaya çalışırız ki odur sanırız tamamlayıcı ana parçayı,kendi gerçekliğimizi yaratıp ona inanırız,evirir çevirir ille de eksik olan resme oturtmaya çalışırız,uymadığını kabul etmeyiz,bir türlü vazgeçmeyiz ondan benzersizdir tektir o.O olmazsa tamamlanmaz sanırız.Bütünü unutup parçaya odaklanırız,tek bir parçaya odaklanıp belki de ulaşabileceğimiz diğer parçaların yolunu tıkarız;ama hissederiz işte biliriz ki odur ama bunu hisseden sadece bizken önemi var mı ?
Mantık mı yol gösterir,Kalp mi hisseder gerçeği…İnandıklarımızın peşinden yılmadan gitmek mi yapmamız gereken yoksa pes etmek mi…Korkmadan ileriye adım atmak mı yoksa geriye çekilmek mi…Puzzlein her parçası farklı mı,yoksa benzer parçalar da birbirinin yerini tutar mı?
GAMZE ERKUL
YAZARA E-POSTA GÖNDER