Yeni single çalışması ‘Cesaretim Yok’la birlikte yeni görünümüyle de oldukça iddialı geliyor Suadiye. Şehrazat, İskender Paydaş ve Özgür Aras ile yollarının kesişmesinden, aşkın insana merdivenleri nasıl sürünerek indirebileceğine kadar her şeyi konuştuk…
Öğrenmenin sonu yok diyor ve çocuk yaşlardan itibaren almaya başladığı şan derslerine müzik yaptığı sürece devam etmek istiyor. Bir yandan ses mühendisliğinde okuyor ve yakın zamanda bir caz okuluna başlamayı planlıyor. ‘İdol’kavramına inanmıyor ama Ajda Pekkan, Zeki Müren ve Tarkan’ı ruhuna çok yakın hissettiğini söylüyor. Bir Şehrazat şarkısı olan ve düzenlemesini İskender Paydaş’ın yaptığı ‘Cesaretim Yok’ adını verdiği single çalışmasıyla müzik raflarında yerini almaya hazırlanıyor Suadiye. Ama sizi uyarıyoruz. Siz onun ‘Cesaretim Yok’ demesine aldanmayın sakın. Öyleyse sohbetimiz başlasın.
‘Ben asla yakışıklı diye bir erkekten etkilenmedim bugüne kadar. Çok zeki olması ve benim hayatımda her anlamda parmağı olması gerek’
‘Özgür Aras, İskender Paydaş ve Şehrazat ile birlikte çalışmak büyük şans’
‘Herkes bana ‘bence cesaretin var’ diye espiri yapıyor. Onlar da dışardan bakınca iddialı buluyorlar demek ki. Hoşuma gitmiyor değil böyle düşünmeleri ama ‘Cesaretim Yok’ Şehrazat’ın bir şarkısı ve çok başka bir hikayesi var bu şarkının’
‘SEKSAPEL RUHTADIR’
Nasıl kadın seksidir? Kendinizde neyi seksi buluyorsunuz?
Ben seksepalin ruhta olduğunu düşünüyorum ve o ruhun da bende olduğunu düşünüyorum. Açık giyindiğin zaman seksi olmazsın bence. O tamamen ruhla ve tavırla ilgili. Kıyafet bunun en son tamamlayıcı unsuru olabilir ancak. Sonra bakışlar çok önemlidir. Diğer türlü bir kadına istediğin kadar dekolte giydir seksi olmaz.
‘AŞK İMKANSIZLIĞA DOĞRU GİDER’
Herkesin kendince bir tarifi olur. Mesela Nurgül Yeşilçay ‘aşık olunca merdivenleri koşarak çıkıyorum’ demişti. Sizin bünyenizde en belirgin etkisi ne oluyor?
Aşıkken merdivenleri koşarak çıkabilirsin ama sonra o merdivenlerden sürünerek, mahvolarak da inebilirsin. Ve ne hikmetse ne zaman ki bir aşk imkansızlığa doğru gider. O zaman her şeyi daha yoğun yaşamaya başlarsın ve zor olan duygu sana o insanı daha da kıymetli hissettirir. O yüzden ben artık o coşkuya kendimi o kadar teslim etmemeye çalışırım.
Bugüne kadar aldığınız en güzel hediye…
Bundan yirmi beş yıl önce babamın anneme aldığı gümüş bir eski saat vardır. O saati ben büyüdükten sonra annem bana hediye etti ve bugüne kadar aldığım en güzel hediye o benim için.
Sizce hayatın en büyük mucizesi…
Tek kelimeyle müzik.
En son ne zaman, hangi şarkıyı dinlerken ağladınız…
Secret garen-sleepsong. Aslında bir ninni. Ama müziği bana çok dokunuyor ve ruhumu okşuyor diyebilirim. Her dinlediğimde ağlatır beni.
Yeni single’ınız 'Cesaretim Yok' yakında çıkıyor. Nasıl hissediyorsunuz?
Çok teşekkür ederim. Çok mutlu hissediyorum. Her yeni şarkım çıktığında ayrı bir mutluluk ve gurur hissediyorum. Gurur dedim özellikle çünkü bunu bilenler biliyor ki işin arkasında müthiş bir emek ve çaba var. Single yaptığınızda bakınca sadece bir şarkı çıkarıyorsunuz gibi gözüküyor ama bunun için o kadar zaman öyle bir efor sarfediyorsunuz ki… Söylediğim gibi bunu da sadece bilenler biliyor.
Ne kadar sürdü çalışma aşamanız?
Yaklaşık altı ay çalıştık ‘Cesaretim Yok’ için.
İlk seferinde kendi adınızla bir albüm çıkardınız aslında ama sonrasında single olarak devam etti değil mi?
Evet ve ilk albümde bütün şarkılarımın söz ve müziği de bana aitti. Sonrasında ‘Sıramı Bekliyorum’ ve şimdi de ‘Cesaretim Yok’ la dinleyiciyle buluşma heyecanı yaşıyorum.
Yalnız şarkının adı çok manidar. Bu kadar iddialı bir çıkış yaparken 'Cesaretim yok' diyerek insanları ters köşeye mi yatırmak istediniz?
(Gülüyor…) Aslında bu soruyu ben de çok düşündüm. Herkes de bana ‘bence cesaretin var’ diye espiri yapıyor bu konuda. Onlar da dışardan bakınca iddialı buluyorlar demek ki. Hoşuma gitmiyor değil böyle düşünmeleri ama ‘Cesaretim Yok’ Şehrazat”ın bir şarkısı ve çok başka bir hikayesi var bu şarkının.
Bayılırız hikayelere… Hemen alalım o zaman.
Bir kere çok büyük bir aşk var bu şarkıda. Bir kadın bir adamı çok seviyor, ona çok aşık ama ilişkisinden memnun değil. Bir yandan kopmak istiyor ama ne kadar uğraşsa da kopamyor. Ve diyor ki ‘senden ayrılmaya hiç cesaretim yok!’ Burada cesaretsizlikten kasıt aşktan vazgeçecek gücü bulamamak.
Peki bu şarkı sizin için özel olarak mı yapıldı? Yoksa eski bir şarkı mı?
‘Cesaretim Yok’ tamamen bir Özgür Aras projesi. Onun çok sevdiği bir şarkıydı. Bu aslında cover bir şarkı. 1991’de Yonca Evcimik söylemiş ilk. Bir de aynı zamanda 1991 benim doğum tarihim. Bu da hoş bir tesadüf. Bu anlamda böyle duygusal bir bağ var aramda şarkıyla. Özgür acayip seviyordu bu şarkıyı. Ölüyordu resmen.
Sadece o istediği için olamaz değil mi? Sizi tam olarak nesi yakaladı bu şarkının?
Tabii ki değil. Ben şarkıyı hem çok sevdim hem de benim bütün şarkılarım çok hareketliydi ve ilk kez slow bir şarkı söyleyeceğim için de ayrıca heyecan duydum ve ekip olarak hep birlikte çok yükseldik şarkıya.
‘ÇIKARDIĞIM HER PROJE BİR BASAMAK’
Daha önce 'Yenilmem Sana' dediniz 'Biz Bittik' dediniz, 'Aşk falakası' dediniz. Yürüdüğünüz yola bakınca 'Cesaretim Yok' müzik kariyerinizde nerede duracak gibi görünüyor peki?
Ya aslında şöyle, ben çıkardığım her projeyi bir basamak olarak görüyorum ve beni bir adım daha yukarıya taşıdığını düşünüyorum. Ama bu kez benim için çok önemli, çok inandığım isimlerle çalışmış olmanın verdiği bir mutluluk ve güven duygusu da var içimde. İskender Paydaş, Şehrazat, Özgür Aras. O yüzden tabii ki bana çok büyük etkileri olacağını düşünüyorum.
Tam da bu konuya geleceğim. Şarkının sözü ve bestesi Şehrazat'a, düzenlemeleri de İskender Paydar'a ait. Albümün prodüktorlüğünü de Özgür Aras üstlendi. Gerçekten çok banko isimler. Bu isimlerle yollarınız nasıl kesişti?
Beni Özgür Aras ile buluşturan benim kendi menejerlik firmam ve bu yüzden çük müteşekkirim onlara. Özgür Aras benim enerjimi çok iyi anladı ve hissetti. O yüzden de çok güçlü bir ekip olduk gibi hissediyorum. İskender Paydaş ile de zaten çok çalışmak istiyordum. Geçtiğimiz yıl görüşmüştük bir iki kez ama kısmet bu şarkıyaymış. Şehrazat’a gelirsem o da yine şarkısını çok okumak istediğim bir isimdi ve Özgür Aras’ın beni bu şarkıya yönlendirmesi de istediğim bir çok şeyi aynı projenin içinde buluşturmuş oldu. Büyük şans olarak görüyorum bu durumu.
Bundan sonra da bu isimlerle yola devam mı peki?
Ben çok isterim şahsen. Profesyonelliğine çok inandığım ve hep hayatımda olmalarını, müzik kariyerime dokunmalarını istediğim isimlerdi.
İlk albümünüzdeki bütün şarkıların söz ve müziğinin kendinize ait olduğunuzu söylediniz az evvel. Albümle ortaya çıkmış bir şey mi yoksa öncesinde de var mıydı böyle çalışmalarınız?
Daha önce yapmıyordum ben beste açıkçası. Hani derler ya çocukluktan itibaren yazıyordum vesaire. Tabii ki ufak denemelerim oluyordu ama hiç bir zaman böyle a’dan z’ye herşeyini ortaya çıkardığım beste çalışmalarım olmamıştı. Ama ilginç bir şekilde o albüm süresinde bana bir ilham geldi ve bir şekilde yaptım. Sonrasında da baktım ki yapabiliyorum e niye devamını getirmeyeyim dedim ve bir baktım tüm albümün söz ve müziğini yapmışım.
İçinizde varmış desenize…
(Gülüyor…) Aynen. Sadece ortaya çıkacak doğru zamanı bekliyormuş demek ki.
‘BEN ASLINDA SOPRANOYUM’
Enstrüman çalıyor musunuz?
Piyano çalıyorum çük küçük yaştan beri. Aslında sopranoyum. Bir yandan da çok küçük yaşlardan itibaren şan dersleri almaya devam ediyorum. Çok iyi hocalardan ders aldım ama popüler müzikle birlikte opera bitti tabii benim için.
Bir yandan da ses mühendisliği okuyorsunuz. Şan derslerine de devam ettiğinizi düşünürsek 'Ben sesime güveniyorum' ya da 'ben yaparım olur' gibi bir bakışınız yok bu durumda sanırım.
Onu kim kaç yaşında söylüyorsa orası o insanın bittiği yer diye düşünüyorum. Ben bir kere öğrenmeye çok meraklıyım. Mesela bu ara da caz okuluna gitmeyi düşünüyorum. Aklımda bir sürü farklı şey var. Müzik bir aşk ve ben de bu aşkın hakkını tam anlamıyla vermek istiyorum.
Ajda Pekkan örneği gibi, o da hala şan dersleri almaya devam ediyor yıllardır değil mi?
Tabii. Hatta hocamız aynı, Aylin Taşar’dan ders alıyoruz ikimiz de. Zaten şan dersi sesin güzelliğiyle ilgili bir durum değil. Daha çok doğru okumakla ilgili. Sesi şahane olan bir şarkıcı da sahnede şarkı söylerken detone olabilir çünkü. Belki yanlış duruyor, belki yanlış nefes alıyor. Bunlar tamamen bu teknik bilgilerle ilgili bir durum. Eğer bunun eğitimini alırsanız bu riskleri minimuma indirmiş oluyorsunuz. Bu işin yapan herkesin de bunlara dikkat etmesi gerektiğini düşünüyorum.
Biraz geriye gidelim o zaman. Asıl müzik yolculuğunuz nasıl başladı?
Hep vardı hayatımda. Bana hep çok küçük yaşlardan itibaren ‘sen kesin şarkıcı olacaksın büyüyünce’ diyorlardı yakın çevremde. Okulda masaların üstüne çıkar şarkı söylerdim. Şimdi yıllar sonra o arkadaşlarımla karşılaşınca acayip gülüyoruz bu duruma. ‘O zaman şakaydı ama hakikaten oldu’ diye.
Hadise’ye benzeten oldu mu sizi daha önce fiziksel olarak?
(Gülüyor…) Evet çok. Siz de mi benzettiniz?
Baya benziyorsunuz bence. Hoşunuza gidiyor mu peki bu durum? Bazıları hiç hoşlanmaz çünkü bu benzetilme durumundan.
Güzel buluyorum Hadise’yi açıkçası. O yüzden de bu tip bir rahatsızlığım yok.
‘İSMİM GERÇEKTEN SUADİYE’
Suadiye gerçek isminiz mi?
Evet.
İlginç bir isim. Kim koymuş isminizi? Ne anlama geliyor?
Bir çok insan sonradan konulan bir isim zannediyor. Siz de öyle düşündünüz demek. Mutluluk anlamına geliyor. Anneannem koymuş adımı. Ben çok seviyorum çünkü gerçekten ilginç bir isminiz olması sizi daha akılda kalıcı yapıyor bence. Mesela Tarkan’ın ismi de öyle. Benim adımın hikayesi aslında şöyle. Erkek çocuk olursa Suat kız olursa Suadiye koyalım demiş anneannem. İlk çocuk erkek olmuş ve ağabeyimin adı Suat. Sonra da aslında ikinci çocuk istememiş ailem ama ben bir şekilde gelmek istemişim demek ki. Geldim ve o ismi aldım.
Hazır Tarkan demişken, müzikte idolüm dediğiniz isimler kimler?
Açıkçası ben idol olarak görmüyorum kimseyi.
'Veliahtım' kelimesi sanat camiasında çok duyduğumuz bir kelime. Mesela bugün Ajda Pekkan çıksa ve veliahtım Suadiye dese… Hoşunuza gitmez miydi?
Tabii ki gider. Bunu Zeki Müren için de çok hissederdim. Ya da bugün Tarkan için de hissederim ama idol ya da veliaht gibi değil de ruhuma yakın bulduğum isimler diyeyim.
Kendi jenerasyonunuzda en çok hangi isimleri beğeniyorsunuz? Siz daha çok yenisiniz tabii onlara göre ama mesela Hande Yener, Demet Akalın gibi isimleri dinliyor musunuz?
İkisini de severim.
Bu albümde fiziğinizle de çok ön planda olacak gibi görünüyorsunuz. Siz kendinizi ne kadar güzel ya da seksi buluyorsunuz?
Valla bu konuda çok tevazu göstermeyeceğim çünkü kendimi hem güzel hem de seksi buluyorum. Bazıları seksi demekten kaçınır mesela ben öyle bir rahatsızlık da duymuyorum.
Nasıl kadın seksidir? Kendinizde neyi seksi buluyorsunuz?
Ben seksepalin ruhta olduğunu düşünüyorum ve o ruhun da bende olduğunu düşünüyorum. Açık giyindiğin zaman seksi olmazsın bence. O tamamen ruhla ve tavırla ilgili. Kıyafet bunun en son tamamlayıcı unsuru olabilir ancak. Sonra bakışlar çok önemlidir. Diğer türlü bir kadına istediğin kadar dekolte giydir seksi olmaz.
Aşk?
Aşk bence dünyada yaşanılması gereken en önemli duygu ve tek bir duygu. Anneni, babanı, kardeşini, dostunu seversin. Bunların hepsi de birbirine yakın duygulardır. Ama aşk çok farklı bir şey. Hem nefreti ve kini, öç alma duygusunu hem de şevkati ve sevgiyi en sınırda yaşadağın yegane duygu. Dostunla anlaşamadığın zaman yollarını ayırabilirsin ama aşık olduğun insanla ilişkini bitirmek isteyince bitiremezsin. Ondan haber alamayınca delirebilirsin. İçin içini kemirir. Hani aşk sarhoşu gibi deyimler vardır ya. Onlar öylesine söylenmiş deyimler değil bence. Aşk gerçekten normal bir ruh hali değil. Tam bir sarhoşluk hali.
Öyle anlattınız ki bunları yaşadınız mı diye sormak farz oldu.
Elbette yaşadım. Oradan biliyorum. Ama geçmişte kaldı.
Şu an sevgiliniz var mı?
Yok. (Gülüyor…) O yüzden rahat konuşuyorum zaten.
Herkesin kendince bir tarifi olur. Mesela Nurgül Yeşilçay ‘aşık olunca merdivenleri koşarak çıkıyorum’ demişti. Sizin bünyenizde en belirgin etkisi ne oluyor?
Aşıkken merdivenleri koşarak çıkabilirsin ama sonra o merdivenlerden sürünerek, mahvolarak da inebilirsin. Ve ne hikmetse ne zaman ki bir aşk imkansızlığa doğru gider. O zaman her şeyi daha yoğun yaşamaya başlarsın ve zor olan duygu sana o insanı daha da kıymetli hissettirir. O yüzden ben artık o coşkuya kendimi o kadar teslim etmemeye çalışırım.
Bir erkeğin kalp atışınızı hızlandırması için hangi özellikleri taşıması gerekiyor?
Ben asla yakışıklı diye bir erkekten etkilenmedim bugüne kadar. Çok zeki olması ve benim hayatımda her anlamda parmağı olması gerek.
İlk görüşte aşka inanmıyorsunuz bu durumda…
Asla! Ben zamanla severim. Ancak tanıdıktan, bir sürü şeyi paylaştıktan sonra gelişir bende o duygular. Bir erkeği ilk görüşte çok beğenebilirim ama bu asla bende onunla görüşmek için ekstra çabaya dönüşmez. Ama ne zamanki tanırım, çok farklı yönlerini keşfederim ancak o zaman böyle bir şey için çaba gösterebilirim.
Son olarak şu an kafanızı en çok ne meşgul ediyor?
Kesinlikle yeni şarkım. ‘Cesaretim Yok’ diyorum ve onla yatıp kalkıyorum…
Suadiye: ‘Seksapel Ruhtadır’
Çok genç, çok güzel, çok enerjik ve evet; yeni şarkısında söylediğinin tam aksine aslında ‘cesareti var!’
“Hangi Havada Ne Renk Gözlük Kullanılmalı? ”
“Elektronik Müzik Festivali ISLE OF DREAMS 5-6-7 Ağustos`ta İstanbul`da!”
“Güneşin Olumsuz Etkilerinden Korunmanın 6 Yolu”
“Özgür Aras’ın Yeni Kitabı “Bazı Aşklar Yenik Başlar” İnkılâp Kitabevi’nden Çıktı”
“Sónar İstanbul İçin Geri Sayım Başladı!”
“Afrikanın gizemli renkleri...”
“Yeni Volvo S40, İlk Kez Frankfurt Otomobil Fuarı’nda Tanıtıldı!”
REKLAM
reklam@cosmoturk.com
İLETİŞİM
cosmoeditor@cosmoturk.com
TEL: (0212) 280 07 00
FAX: (0212) 244 13 32