Sevgili Cosmoturk okurları, ben gündelik hayatından bahsetmeyi çok seven bir insan değilim fakat bugün bunu yapacağım. Biliyorum çok saçma ve bunu neden okuyasınız ki ? Belki biraz eğlenmek istersiniz ya da aynı tarz şeyi yaşamış olanlarınız vardır diye paylaşmak istiyorum sadece.
1 haftadır apartmana dadanan bir hırsız olduğu haberi yüzünden evde polisiye film çeviriyorum ve yüksek gişe hasılatı beklentim var...
Geçen gün karşı komşunun kapısının zorlandığını duyduktan sonra işler iyice çığrından çıktı. Giriş kapısının yanında duran beyzbol sopası büyüklüğündeki her eve lazım sopalardan bizde de var ve bugüne kadar onunla hiç bu kadar ilgilenen olmamıştı. Her günüm gecem korkuyla geçiyor.
Daha az önce hazırlanıp kahvaltı için bir şeyler almaya çıktım. Eve döndüğümde sabah huşu ile kalkmış o gözlerinin içi parlayan kadın birden Charlie’nin Meleklerinden birine dönüştü. Hangisi olduğumdan emin değilim ama büyük ihtimalle Drew Berrymore’dum. Kapıyı usulca açtıktan sonra hemen yanımda duran sopayı aldım ve teker teker sinsice odaları gezmeye başladım. Özellikle kapı arkası kontrollerinde heyecanım doruk noktasına ulaştı diyebilirim.
Hayır hayır, eve giren çıkan yok, olmasına da gerek yok zaten. Evde olmadığınız süre içerisinde gelişebilecek olayların kurmacası benimki sadece. Dünyanın en kıymetli mücevherini saklıyormuşumcasına, o bakkala gittiğim 10 dakika içerisinde organize olmuş gangaster tipli adamların evimize girdiğini hayal etmek nasıl bir kurmaca bilemiyorum. Sanırım doktor randevumu yakın bir tarihe aldırmalıyım.
Aslında anlatmak istediğim olay şu. Bu tarz olayların sebebi bir yandan hepimizde olan kendini özel hissetme ve günlük hayatın monotonluğu içerisinde heyecan arama isteğinden kaynaklanıyor. Mantığımız sıfırlanıp kendimizi içinde olmadığımız durumlarda, olmadığımız kişilere çevirebiliyoruz.
Kimi zaman bir aşk hikayesinin baş kahramanı oluyoruz. Hatta sevgilimize hiç alakası olmayan zamanlarda ağdalı aşk sözcüleri söyleyip, bazen de abartarak ayrılık hikayeleri yazıp oynuyoruz. Kimi zaman bunalımlı, asi evlat oluyor, arada lider sıfatına bürünüp işimizi dünyayı kurtarmanın tek yoluymuşcasına sahipleniyoruz. Çevresinde mutsuz kim varsa onları mutlu etmek isteyenlerimiz, bağımlılıkları olanları kurtarmak isteyenlerimiz ve niceleri...
Son zamanlarda en sık rastladıklarımsa sorunlu bir sevgiliye sahip olup onu kurtarmayı birincil amaç olarak edinmiş, aslında aşık olmadığı halde sadece kendini özel hissetmek, vazgeçilmez hissetmek için ayrılığı kendinden bir kilometre uzakta tutan, klasik değimimle tanrıcılık oynayan erkekler ve kadınlar. Hepimiz birer süper kahramanız.
Ha bir de yalnız kovboy anti-kahramanlarımız var. Aslında onlar da anti-kahraman olarak kendilerini farklılaştırma çabası içerisindeler.
Benim durumuma gelince. Bir süre daha Drew Berrymore olmaya devam edeceğim gibi görünüyor. Gerçi sevgili apartman sorumlumuz Mustafa abi son günlerde tam bir Batman gibi davranıyor. Drew Berrymore’luğum ev içerisinde kalacağa benzer. Tabii bir de işin şu boyutu var, hepimiz içinde bulunduğumuz koşullarda büyük tehditler altındayız. Yani her an her şey olabilir. Temkinli olmak iyidir dostlarım.
Herkese iyi haftalar dilerim...
YASEMİN DERYA
YAZARA E-POSTA GÖNDER