2011 yılını bitirmemize sayılı günler kaldı. Bizi üzen, sevindiren, acıtan, umutlandıran, umutsuzluğa düşüren, yeni ve eski her şeyi ile bir seneyi daha deviriyoruz. 2012 yılı farklı bir yıl olacak gibi. Neden derseniz; ünlü Maya Takvimi’ne göre 21 Aralık 2012’de kıyamet kopacak ve dünyanın sonu gelecek.
Pek çoğunu heyecanlandıran bu bilgi bana çok doğru gelmiyor. Tabii dünyada çok büyük bir nükleer savaş olmazsa. Bence her zaman olduğu gibi olumsuz olana prim verme durumu. İnanıyorum ki; insanoğlu 2012 yılını ve daha nice yılları bilincinde ağırlayacak.
E madem yeni bir yıla giriyoruz ve dilemek serbest; o zaman sıralayayım 2012’den neler dilediğimi…
Dünyadaki birçok insanında benimle aynı dileği paylaşacağını ve dilediğimizi pozitif enerjiyle sarmalayacağımıza inandığımdan; bu sene, devam eden savaşların barışla sona ermesini ve yeni savaşların olmamasını diliyorum. Buna soğuk savaşlar ve işgal durumları dahil. Mesela ABD Irak’tan çıksa ya artık… Tabii birde; Türkiye’nin geçmişindeki olaylar bizim aleyhimize sonuçlandırılmasa gerçekten muhteşem olur.
İnsanlara yardım için kurulan vakıf ve kuruluşların, bu yıl dünyadaki tüm evsiz, aç ve sağlık yardımına muhtaç insanlara ulaşmasını diliyorum. 7 milyar insanın eşit sosyal hak ve özgürlüklere sahip olacağını hayal ediyorum.
Küresel ısınmaya neden olan faktörlerin iyileştirilmesini ve aşırı ısınmanın dünyamızı tehdit etmemesini diliyorum.
Doğal alanların, ormanların, okyanusların, denizlerin, göllerin, nehirlerin ve derelerin kirletilmemesini ve yok edilmemelerini diliyorum. (HES’e hayır!)
Dünyadaki tarih miraslarının yağmacılardan ve koleksiyon sevdasına evine hapsedenlerden kurtarılmasını; tarihe ait her şeyin doğru saklama ve sergileme koşullarında müzelerde ziyarete açılmasını diliyorum.
Türkiye’de kültür ve sanat kurumlarının daha fazla rağbet görmesini, tiyatro ve sinema salonlarının dolup dolup taşmasını, sanatçıların hem maddi hem de manevi olarak desteklenmesini diliyorum.
Kitap, dergi ve gazete okumanın arttığı, kahvehaneler ve geyik çevrilen kafeler yerine kitap okunabilecek, okuduğunuzu saygı ve sağduyu çerçevesinde tartışabileceğiniz “kitapcafeler” açılmasını diliyorum.
Sadece popüler program ve dizileri takip etmek yerine; siyasi, dini, kültürel ve insani aydınlanma niteliği taşıyan programları, belgeselleri, kültür ve sanat programlarını da izleyen, yorumlayan ve başkalarına da aktarabilen insanlar olmamızı diliyorum.
Engelli insanlara kentsel, fiziksel ve ruhsal konularda engel olmak yerine; onların engellerine rağmen hayatlarını rahatça idame ettirebilecekleri kent düzeni, ulaşım ve eğitim koşullarını oluşturulmasını isterdim. Birde Düşler Akademisi (www.duslerakademisi.org) gibi kurumlardan daha çok olmasını dilerdim.
Kadınların yaşadığı; eğitim, şiddet, cinsel ayrımcılık ve istismar sorunlarının kabul edilmesini ve çözümlenmesini diliyorum.
Çocukların istismar edilmemelerini, cinsel obje olarak kullanılmamalarını, sözlü ve fiziksel şiddetten korunmalarını, söz söyleme, eşit eğitim alma, yeteneklerini geliştirme, kendileri olma haklarına saygı duyulmasını diliyorum.
Hayvan haklarının kabul edilmesini, bakımları ve sağlıklı yaşamaları için temiz ve düzenli yerleşim alanları oluşturulmasını diliyorum.
Sosyal sorumluluk, siyasi bilinç, stres ve öfke yönetimi, kendini ifade etme, sanat, farklı olana saygı duyma, yaşadığı evrene uyum sağlama ve güven duyma eğitimlerinin her okulda ve ücretsiz olarak kamu kurumlarınca (İSMEK, Halk Eğitim Merkezleri vs.) verilmesini diliyorum.
Kendim içinse; eğitim hayatımı istediğim gibi şekillendirmeyi, 15 kilo vermeyi, saçlarımın yeniden uzamasını, Yunanistan veya İtalya’ya gitmeyi, Yedigöller’de gezebilmeyi, kaliteli bir fotoğraf makinesi alabilmeyi ve sağlıklı olmayı diliyorum.
Umut ediyorum ki; bu yıl bunların tamamı olmasa bile çoğu gerçekleşir. Aslında dileklerimin tümüne bakınca isteklerimi üçe indirebilirim; sağduyu, sorumluluk ve vicdan duygularının gelişimi ve de farklı olana saygı duyma.
Çok mu oldu dersiniz?
Sincera…
Türkmen
TÜRKMEN İŞCAN
YAZARA E-POSTA GÖNDER