YERÇEKİMİNE MEYDAN OKUYAN AYAKKABILAR
Geçtiğimiz günlerde Sibel Arna’nın Hürriyet’in Cumartesi ekinde dediği gibi “Ayakkabılar Çıldırdı”. Nasıl çıldırmasın ki! Birkaç sezondur tasarımcıların kıyafet kadar ayakkabılara da yoğunluk vermeleri ve farklı modellerle ön plana çıkmak istemeleri nedeniyle, uçuk kaçık, ütopik-fütüristik bileşimi ayakkabılarla karşı karşıya kalıyoruz.
Geçen sezon Marc Jacobs’un topuğun yerini değiştirmesiyle başlayan bu furya, Antonio Berardi’nin topuksuz platformları(birkaç hafta önce Victoria Beckham’ın giymesiyle anca ünlü olabildi bu ayakkabılar), Giuseppe Zanotti’nin içi oyulmuş dolgu topuklu ayakkabıları, Prada’nın topukları çiçek açmış stilettoları ile devam etti ve bugün karşımızda onlardan hiç de aşağı kalmayan modelleriyle birçok ünlü tasarımcı selamlıyor bizi. Pucci’nin iğne topuklarından mı, John Galliano’nun topuk ve taban kısmı birleşik, ikinci bir ayakkbıyı andıran stilettolarından mı yoksa Aminaka Wilmont’un ayakkabıdan bozma, ayak kısmı çıplak, sadece topuktan ibaret olan bandajlı ayakkabılarından(Antonio Berardi’ye nazire yapıyor gibi) mı bahsetsem, bilemiyorum.
Biçimin, işlevselliğin önüne geçtiğini biliyorduk; ama bu kadarına da pes! Rodarte, Prada ve Pucci’nin ayakkabılarıyla tökezleyen modelleri gördükçe, markaların yaratıcılık adına bizleri nasıl bir durumla başbaşa bıraktıklarını daha iyi kavrıyorum. Sırf şekilcilik uğruna bu son derece kullanışsız, rahatsız ayakkabılarla hangi kadın yürüyebilir? Normalden biraz daha yüksek topuklularla bile yürüyemeyen kadınları göz önüne getirince bu daha da acıklı bir durum teşkil ediyor.
Evet, modacılar sınırlarını zorluyorlar. Zorlamalılar da. Yaratıcılık daha önce denenmemişi denemek, değişik olanı estetiksel kaygıyla gün yüzüne çıkarmak ise, bu çok doğal bir süreç; ama işin güzellik uğruna işkence tarafını çekmek bize kalıyor ne yazık ki! Ben yanarım da buna yanarım.
Simge Kurban
simge@fashinn.net
SİMGE KURBAN
YAZARA E-POSTA GÖNDER
DİĞER ADRESLER 
