MODANIN KURUMSAL İLETİŞİMDE YERİ NERESİ?
Moda ve kurumsal iletişim kavramları birlikte kullanıldığında kulağa çok aşina gelmeyebilir; ama iletişim sürecinde kurum içinde çalışan bireylerin her birinin ayrı bir tarzı, moda anlayışı olduğu yadsınmaz bir gerçek. Birbirinden farklı bu tarzların birarada çatışma yaşamaması için kıyafet konusunda belirli bir standartın oluşturulmasının, hem kurum hem de bireyler açısından yararları vardır. Bu hususun ayrımına varan kurumlar, çalışanlarının motivasyonunu olumlu yönde etkilemek, kuruma bağlılıklarını arttırmak, kurum kültürünü benimsetmek için “moda”yı araç olarak kullanabilirler. Nasıl mı? Ofis içerisinde giyilen kıyafetlerin standartlaştırılması, kurumda çalışanlara giyim-kuşam ve stil konusunda çeşitli seminerler verilmesi, vb. çalışmalar akla gelen ilk örneklerden.
Kurumlar sosyal paydaşları ve müşterileri ile iletişim kurarken, kurumsal kimliklerini yansıtan öğelerden etkili bir şekilde yararlanmasını bilmeli. Estetik her kurum için önemli olmalı. İşte size son örnek:
Türk Telekom’un 25 bin çalışanı Arzı Kaprol tarafından tasarlanan kurumsal kıyafetleri giyecek. Ofis dışında çalışan 13 bin operasyon görevlisi ile ofis ve bayilerde çalışan yaklaşık 12 bin çalışan, firmanın kurumsal kimliği ve vizyonuyla örtüşen, yenilikçi yaklaşımlarına uygun kıyafetleriyle hizmet verecekler. “Kurumsal Kıyafet Projesi” olarak adlandırılan bu proje, Arzu Kaprol için bir ilk değil. Daha önce de “Klasik Müziğin Moda ile Randevusu” çalışması kapsamında Borusan Filarmoni Orkestrası üyelerinin kıyafetlerini tasarlamıştı.
Arzu Kaprol, yer aldığı çalışmalarda modacı gözlüğünü kullanarak modanın salt bireye özel bir durum olmadığına, kurumların da kendine has bir moda anlayışı olması gerektiğine, kurumsallaşma evresinde buna uygun olarak giydiklerine, tarzlarına, bakımlarına dikkat etmelerinin modern ve yenilikçi bir anlayış çerçevesinde önemli olduğuna parmak basıyor aslında.
Cemil İpekçi de vaktinde 7 bin THY personeli için kıyafet tasarlamıştı. Cemil İpekçi, THY’ye 2 yıl hizmet verdikten sonra kurum, Vakko ile çalışmaya karar verdi ve üniformalar değiştirildi. Dünyadan örnek vermek gerekirse, Amerika’da McDonalds çalışanlarının kıyafetleri Tommy Hillfiger imzası taşıyordu.
Markalaşma yolunda ciddi adımlar atmak isteyen kurumlar, moda ve iletişim ilişkisini gözardı etmemeliler. Şuna da özellikle dikkat edilmeli ki; iletişimde süreklilik esastır. Herhangi bir modacı tarafından tasarlanan üniformalar, kurumun kimliğini yansıttığı için, yaşanacak herhangi bir değişim(THY’nin Cemil İpekçi örneğinde olduğu gibi) hedef kitlenin kuruma yönelik algısında tutarsızlığa yol açabilir. Bunun önüne geçmek için de sürekliliğin sağlanması şart. Üniforma, kurumun kendini tanımlamasına yönelik en önemli unsurlardan biri olduğu için, oturmuş bir sistemde iki, üç yıl arayla bir yapılacak farklılıklar hedef kitle üzerinde, kendini sürekli yeniden tanımlama gereği duyan bir kurum imajı yaratacaktır.
Kurumların yeniliklere açık olması, inovasyon çağının gerekliliklerinden biri, bu yadsınamaz. Şartlara ve ihtiyaçlara göre kurum, imajını yenilemesini bilmeli; ama bu durum, mevcut etüd çalışması yapıldıktan sonra gerçekleştirilmeli. Sırf yenilik ve değişim olsun diye, belirli aralıklarla üniforma değiştirilmez. Aksine böylesi bir şey, kurumun itibarını zedeler.
İşte bu noktada, Türk Telekom’un yaptığı çalışmayı “moda ve iletişim” açısından önemsiyorum. Umarım, THY’deki gibi bir yanılgıya düşmez ve sürekliliği esas kılarlar.
Modanın kurum kültürünü benimsetme çalışmalarına örnek olması açısından, CnnTürk’ün yaptığı çalışma da ele alınabilir.
CnnTürk, farklı bir projeye imza atarak, kişisel stil danışmanlığı hizmeti veren KarakterA firmasıyla ekran yüzlerine yönelik bir stil ve renk analizi seansları gerçekleştirdi. Hergün ekranda gördüğümüz o yüzler, kanalın değerlerini yansıtacak bir şekilde vücut hatları ve oranları, yüz yapıları, saç stilleri, cilt kompleksleri gibi dış görünüş özelliklerinin yanı sıra yaşları, sundukları programlar gibi çok çeşitli verilerden yola çıkılarak nasıl giyinmeleri konusunda danışmanlık hizmeti aldılar.
Yapılan, birçok kurum açısından örnek teşkil edecek bir çalışma. CnnTürk bu sayede çalışanlarına değer verdiğini göstererek çalışanlarının motivasyonunu ve kuruma bağlılıklarını arttırmış oluyor. Ayrıca, televizyon ekranından CnnTürk’ü takip eden bizler de kurumun vizyonunu ve modern yüzünü yansıtan spikerleri, kendilerini en iyi yansıtabilecek şekilde izleme şerefine kavuşuyoruz. Çünkü karşınızdaki insan kendini ne kadar iyi yansıtabiliyorsa, o kişiye sempatiniz daha fazla olur ve kuruma bakış açınız da o derece olumlu etkilenir. Bu da iletişimin modayla flörtünün bir diğer boyutu.
Verdiğim iki örnek kapsamında şunu yinelemek istiyorum ki; iletişim, kurumsallaşma aşamasında önem verilmesi gereken en önemli konu. Moda bakış açısıyla bakıldığında iletişim, iç ve dış dinamikleri yönlendirme ve harekete geçirme işleviyle büyük bir dinamit görevi görüyor. Kişinin kılık-kıyafet anlamında kurumla özdeşleşmesi hem kurum kimliğini iyi bir şekilde yansıtmada hem de kurumun imajını olumlu şekilde pekiştirmede kurumun itibarına olumlu katkı sağlıyor. Yani, herşeyde olduğu gibi, modada da iletişim esastır.
Simge Kurban
simgefashinn@gmail.com
SİMGE KURBAN
YAZARA E-POSTA GÖNDER