Uzun süreli ilişkilerde ve evliliklerde bir noktadan sonra heyecanın azalması ve hatta kaybolması olağan görülür. Oysa ki bu kaçınılmaz bir son değil, aşkı yaşatmak elimizde. Gündelik hayatımıza dair bazı tavırlarımızın ilişkimizi nasıl etkilediğinin farkına varırsak, bilinçli bir iletişimle her şeyi rayına oturtmak mümkün. İşte size uzun ömürlü, sevgi dolu, aşk dolu bir evlilik için 2 pratik öneri, sonuç almak ise garanti:
1. Diyaloglarda katılımcı olun, dinlediğinizi ve anladığınızı gösterin. Ciddi tartışmalardan bahsetmiyoruz, ufak tefek gündelik tespitler mesela… Eşiniz balkona çıktı ve size “Ya bugün hava ne kadar güzel, mis gibi!” diye seslendi. Kafanızı çevirmeden “Hı hı” diye geçiştirmek yerine ona dönün ve “Evet bugün hava gerçekten çok iyi, benim de içim açıldı” deyin. Sadece sevmediklerinizde, beğenmediklerinizde, çekiştirdiklerinizde değil; sevdiklerinizde, yaşamaya dair bu gündelik coşkularda da birleşin. Nefret değil sevgi olsun sizi bir araya getiren. Ve başkalarına anlamsız gelen, ufak mutluluklar olsun kutladıklarınız. “Bugün çay çok iyi demlenmiş.” “Annemin sesi telefonda daha iyi geliyordu, sevindim.” “Aldığım domatesler çok lezzetli çıktı.”
2. Üzüntüleriniz kadar sevinçleriniz de ortak olsun. Ortak mutluluklar sadece beraber yapılan aktivitelerle paylaşılmaz; en sevdiğimiz diziyi izleyelim, beraber yürüyüş yapalım, favori balıkçımızda rakı-balık yapalım… Daha iyi bir iş bulduğunda, terfi aldığında, kilo verdiğinde, beğendiği elbiseyi yarı fiyatına aldığında da aynı şekilde bu mutluluğu paylaşmayı bilin. Birbirinizin hayatındaki başarılarla yarışmayın, bu başarılara ortak olun.
Her günü güzel geçenin bir ömrü güzel geçmiş demektir. Basamak basamak ilerleyelim, bugün bugüne bakalım, yarın için hayırlısı diyelim ve yine elimizden gelenin en iyisini yapalım. Bilinçli ve özenli bir iletişim ile çözülemeyecek problem yok.
www.mymacchiato.com
Sosyal Hayat Rehberiniz
Neden Hala Bekarsınız?
Instagram
SİBEL ŞENGÜL
YAZARA E-POSTA GÖNDER