Feng-shui felsefesine göre, bulunduğunuz ortamdaki aşk ateşini artırmak için bazı şeylere dikkat etmeniz gerekiyor. Yatak odanızın kapısı, evinizin güneye bakan kısmında yer almalı. Ayrıca yatağınızı, başucu kuzeye bakacak şekilde odanın batı kısmına yerleştirmelisiniz.

Müzik inanılmaz terapi özelliğine sahiptir… CD çalarınıza koyduğunuz, yavaş ve hoş bir müzikle hem kulaklarına hem de ruhuna hitap edin.

Gül ya da sandal ağacının afrodizyak etkisine sahip olduğunu biliyor muydunuz? Aromaterapi yardımıyla cinsel hayatınıza hoş kokular yayabilirsiniz. Tütsü olarak kullanabileceğiniz bu bitkiler, onun koku duyusunu fethetmenizi sağlayacak.

Masaj, uyarma konusunda en iyi etkiye sahiptir… Onun elbiselerini yavaşça çıkarın. Yatağın üzerine yüzüstü uzanmasını söyleyin. Ylang Ylang esans yağını ellerinize bir miktar dökün. Vücudunun en hassas bölgeleri olan dirseklerinin ve dizlerinin iç kısımlarını bu yağla ovun. Zaman harcayın ve hiç acele etmeyin…

Kırmızının cazibesi tartışılamaz…

Ateş ve kanın rengi kırmızı ona kesinlikle seksi çağrıştıracaktır. Yatağınıza koyacağınız kırmızı bir yastık ya da yatağa gelişi güzel serilmiş kırmızı bir örtünün tahrik edici tonu onu hemen harekete geçirecek.

Şarap, yüzyıllardır aşkın ve erotizmin vazgeçilemezi olmuştur..

Şarapsız bir aşk gecesi düşünülemez. Ama bir şartla! Alkolün gecenizi unutulmaz bir erotik randevuya dönüştürmesini istiyorsanız kaç bardakta duracağınızı bilmeniz gerekiyor. Aksi takdirde alkolün vücudunuzu gereğinden uyuşturması, sevişmek yerine uyumak istemenize neden olabilir.

Hafif bir müzik, uyarıcı bir parfüm ve şarap... İşte size zevk dolu bir gece…

KONUŞMAKTAN ÇEKİNMEYİN

Yatakta ne istediğinizi söylemeye diliniz varmıyorsa, gösterin… Ona "Bana sıkıca sarıl, sonra da elini şuraya koy!" demek yerine, sıkıca sarılın ve elini okşayarak nereye koymasını istiyorsanız, oraya doğru itin. Yatakta çiftler, hareketlerini partnerlerine göre düzenler. Yani siz hızlanırsanız, partneriniz de hızlanacaktır. Siz yavaşlarsanız, o da yavaşlayacaktır!
Yatakta ne istemediğinizi söylemekten de çekinmeyin.
Yatakta partnerlerinin yaptıklarından hoşlanmadıklarını ifade etmekten çekinmeyin. Eğer söyleme konusunda başarılı değilseniz yine gösterme yolunu deneyin. Bu sandığınızdan kolay. "Oraya dokunmanı istemiyorum." diyerek ilişkiyi berbat etmenize gerek yok. Biliyorsunuz ki, onun isteği de sizi memnun etmek. ‘Göstermeniz’ yeterli olacaktır. Ya da kulağına hafifçe, "Sevgilim, biraz daha yavaş olur musun?" diye fısıldayabilirsiniz...

Oral seks yapmak, yaptırmak... Önsevişmenin en güzel yanı…

İşte asıl utangaçlık yaratan durumlardan biri... Eğer partnerinizin size oral seks yapmasından hoşlanmıyorsanız, aslında çok şey kaçırdığınız ortada! Bu konudaki utangaçlığımızı ortadan kaldırmak için seksten önce ılık bir duş alın. İlişki sırasında partneriniz kendiliğinden "aşağı" doğru iniyorsa, itiraz etmeden kendinizi rahat bırakın... Ona oral seks yapmaya gelince... Tüm erkekler, kendilerine oral seks yapılmasını severler. Eğer onun ısrarlarına ‘hayır’larla yanıt veriyorsanız ve çok şey kaçırıyorsunuz demektir. Onun için karanlıkta bunu yapmayı deneyin... Yavaş yavaş alışacaksınız… Biraz da alkollü olursanız, daha keyifli olabilir.

Regl döneminiz olduğunu söylemekten korkmayın, utanmayın…..

İşte pek çok kadının nefret ettiği günler. Zaten uzun zamandır görüşmüyorsunuz, tam da regli dönemi sizin yanınızda olacağı tuttu... Öpüşmeye başlıyorsunuz, bir süre sonra eli pantolonunuzdan içeri kayıyor. Siz elinizi hızla onun elinin üzerine koyup durduruyorsunuz. Çünkü sevişecek durumda değilsiniz. Regl döneminde sevişmek kişisel bir tercih. Bazı kadınlar sevişir, bazı kadınlar sevişmez. Ama utanılacak bir şey değil… Eğer sevişmek istemiyorsanız, bunu sevişme noktasına gelmeden söyleyin. Eğer bunu söylemeye utanıyorsanız, tuvalette onun görebileceği bir yere tampon ya da ped bırakın...

PREZERVATİFE EVET…

Prezervatif kullanmasını söylemeye neden utandığımızı hiçbir zaman anlayamamışımdır… Acaba zamanı mı ayarlıyamıyoruz? Ya da ayarlamaktan korkuyoruz…Ya da ona itici geleceğimizi mi düşünüyoruz?…

Ona ilişkimiz de prezervatif kullanması gerektiğini söylemek için en uygun zaman ne olmalı acaba? Evden içeri girdiği zaman mı, sohbet ederken mi, önsevişme sırasında mı, ya da tam doruk noktasına yaklaşırken mi? Pek çok kadın için bu sorunun yanıtı her zaman, "hiçbir zaman" olacaktır. Çünkü o henüz sutyenimizi açmaya uğraşırken, bizim yataktan kalkıp bir prezervatif getirdiğimizde, kötü bir tepkiyle karşılaşmaktan korkarız. Hep aklına başka şeyler geleceğini düşünürüz… Oysa onların cüzdanlarında taşımaları son derece normaldir. Ama unutmayın ki, cinsel yolla bulaşan hastalıklara yakalanmayı ya da hamile kalmayı istemiyorsanız, "prezervatif kullan" demekten başka çareniz yok. Başımız derde girdiğinde doktor karşısında kıvranmak istemiyorsak tabii… Hatta bizim de canımızın ne zaman çekeceği belli olmadığından cüzdan da biz de bir tane edinebiliriz. Utangaç bir aşık olsanız bile, o sizi öpüp okşarken prezervatifi paketinden çıkarın. Hatta "Prezervatif yoksa seks de yok!" demekten çekinmeyin…

VE 20 MAYIS TARİNDEN İTİBAREN YAYINA SOKACAĞIM
www.kravatlikadinlar.com adlı dergime de sizleri bekliyorum sevgili okurlarım…

ALMULA MERTER
www.almulamerter.com