Hayatı yaşanan tecrübelerin bütünü olarak değerlendirin ve her günün farkında olun, keyfini çıkarın. Evden dışarı adım atmayanın başına kaza da gelmez. Peki hayata dair beklentiniz bu mu? Suya sabuna dokunmadan temiz bir sayfa olarak sonlandırmak mı? Yoksa iyi ve kötü anılarla karşınıza çıkan her tesadüfü kucaklamak mı? Gününüzü planlayın ve olduğu kadar olmadığı kader demekten gocunmayın. Bu hafta bir konsere gittiniz ve umduğunuzu bulamadınız mı? Önümüzdeki hafta farklı bir grubu, farklı bir mekanı deneyin. Arkadaşınız sizi biri ile tanıştırdı ve yemeğe çıktınız, yemek biraz sıkıcı geçti. Kendinizi iletişime kapatmayın, bu kişi ile tutmadı ama farklı bir öneriye açığım deyin.
Yaşanmışlıklardan ders çıkarmayı önyargılı olmakla karıştırmayın, nasılsa olmayacak tavrını bir kenara bırakın. Öncelikle hayatı yaşamaktan keyif almak lazım, varılacak hedef kadar yolculuk da önemli. Siz iyiyi ve kötüyü aynı şükür duygusu ile kucaklamaya başladıktan sonra hayatın çok daha güzelleştiğini, bu farkındalığınıza özel hayatın size yepyeni kapılar açtığını gözlemleyeceksiniz.
Eğer bekarsak hayatımda biri olsun istiyorum deriz, neden ben hala yalnızım deriz, benim neden sevgilim yok deriz. Tüm bunları deriz ama farkında değilizdir ki aslında kalbimiz boş değil, gerçek ya da platonik, hak eden ya da etmeyen biri boş yere meşgul ediyordur bizi. Eski sevgilimizi düşünüyoruzdur çoğu zaman ya da platonik biri vardır gizliden gizliye sosyal medya hesapları saat başı takip edilen. Peşinden koştuğumuz ama yüz vermeyen, seninle ciddi bir ilişki yaşayamam diyen biri vardır ya da tip/karakter olarak beğenmediğimiz ama boşluktan vakit geçirdiğimiz biri vardır. Kendinizi bir tartın, gece uyumadan önce ya da romantik bir şarkı duyduğunuzda aklınıza kim geliyor? Şimdi bu kişiyi son bir kez değerlendirin ve bu zamana dek neden istediğiniz gibi bir çift olamadığınızı ciddi ciddi masaya yatırın. Oluru var diyorsanız son bir hamle ile deneyin. Yok kesinlikle olmuyor bu iş diyorsanız da kafanızda noktayı koyun ve bu fuzuli meşguliyete bir son verin. Zararlı alışkanlıklar sigaradan ibaret değil, yeri geldiğinde kendiniz için mantıklı olanı yapmayı bilin. Anlamsız olanı çıkarın ki gönül gözünüz açılsın, anlamlı olan yer bulabilsin kendine.
Kendinizi ben şöyleyim, ben böyleyim, yanımdaki kişi de mutlaka şu özelliklerde olmalı diyerek şartlamayın. Etraf ne der, bizi yakıştırırlar mı diye düşünmeyin. İlişkinizin saygınlığını sizin tavrınız belirler. Kafanızdaki çerçevenin dışında biri ile yakınlaşmaktan, ona ve kendinize bir şans vermekten çekinmeyin. Ne de olsa bugüne dek hep benzer kişilere emek verdiniz ve sonuçları da hep benzer oldu. Farklı bir sonuç elde etmek için farklı birşeyler yapmak gerek, aynı malzemeler ile benzer yemekler pişer, benzer tatlar alınır. Çeşitlilik iyidir, çevre baskısı farkında olmadan sizi kontrol etmeye başladıysa işe yeni bir arkadaş grubuna dahil olmakla başlayabilirsiniz.
Kendinize odaklanın. Çoğu zaman kendimizi bir başkasının gözünden değerlendirirken aslında kim olduğumuzu ve nelerden keyif aldığımızı unuturuz. Gerçek ben kimim, nelerden hoşlanırım, neleri severim, neleri sevmem. Bu doğrultuda bir eylem planı yapın ve sevdiğiniz aktivitelerle odaklanın; yürüyüş, bisiklet, yemek yapımı vb. Eğer aklınıza gelen bir aktivite yoksa farklı kurslara katılın ve test edin, denemeden sevip sevmeyeceğinizi bilemezsiniz. Kendinize yapacağınız bu yatırım ruhunuza çok iyi gelecek, tüm enerjinizi değiştirecek, size farklı kapılar açacaktır.
www.mymacchiato.com
Sosyal Hayat Rehberiniz
Neden Hala Bekarsınız?
SİBEL ŞENGÜL
YAZARA E-POSTA GÖNDER