Bir Kızıldereli’nin siyah ve beyaz iki köpeği sürekli kavga ederler, torunu sorar; “Dedeciğim ben kendimi bildim bileli bunlar kavga ediyorlar”, Neden?
Onlar hayatın sembolü evladım, “biri iyiliği temsil ediyor, biri ise kötülüğü”…
Peki, “hangisi kazanıyor” diye sorar çocuk?
“Hangisini daha çok beslersen o kazanıyor” diyor yaşlı dede….
Kendisi ile barışık olan insanlara bakın, onlar hep içlerindeki iyiliği besliyorlar. Kendilerini seviyorlar ve kendilerine değer veriyorlar. Hata yaptıklarında bile kendilerine küsmüyorlar, kendilerini affediyorlar, hataların bir ögreti olduğunu
bilerek yaşıyorlar çünkü.
Hayatın içerisinde ne ile karşılaşırlarsa karşılaşsınlar, daima gözleri sevgi ve umut ile parlıyor, hayatı hep sevgi dolu bakışlarla kucaklıyorlar. Çünkü biliyorlar ki, yürekleri kan ağlasa bile zaman zaman, dünya onlar için dönmesini durdurmuyor ve hiçbir zamanda durdurmayacak….
Herkesin sandığı gibi “Pollyannacılık oyunu oynamıyorlar aslında” yaşamı seviyorlar, sağlıklı nefes alabilmeye şükrediyorlar, kendilerine saygı duyarak adım atıyorlar, kendilerine inanıyorlar, başkaları ile didişmek dalaşmak yerine, mazeretlere ve şikayetlere sığınmak yerine, kendi versiyonlarının en iyisi olmaya çalışıyorlar.
Kendi versiyonunun en iyisi olmak nasıl bir güç düşünsenize! Hayattan ve insanlardan beklentilerini minimuma indirerek yaşamak….Hayatının % 100 sorumluluğunu alarak yaşayabilmek. İnsanları olduğu gibi kabul edebilmek, kendini olduğu gibi kabul edebilmek, kendinle kucaklaşmak, kendinle özleşmek ve kendinle yüzleşebilmek….
Kendi versiyonunun en iyisi olmak nasıl bir özgürlük düşünsenize! Mükemmel olmaya çalışmadan yaşayabilmek, herkesten önce kendini eleştirebilmek, kendinle dalga geçebilmek, kusurlarını bilerek ve görerek yaşayabilmek, gelişime ve yeniliklere açık olabilmek, geçmiş deneyimlerden ders alarak yaşamak ve geleceğe umutla bakabilmek.
‘Bu dünyada insanın en büyük dostu ve en büyük düşmanı aslında kendisi değilmidir? Şartlar ve olaylar kim olduğumuzu etkilemiş olabiliyor ama ne olduğumuzdan yalnız ve yalnız biz sorumluyuz. Peki kim ve ne olduğumuzu biliyor ve ona göre yaşıyormuyuz?
Şeyda Küçükel
seydakucukel@cosmoturk.com
ŞEYDA KÜÇÜKEL
YAZARA E-POSTA GÖNDER