Kutlamadığımız ama kutlanası birgünün yıldönümü bugün biz yoldönümündeyken.
Aynı bugünkü gibiydi İstanbul, baharın ilk günlerindendi.Yüreğimizde açanlarla, uçuşan kelebekler sarmaş dolaşdı, biz gibi…
Uykusuz geçen hiç bitmesin istediğimiz gecenin sabahı yola çıkmışdım kollarının arasından, birkaç saatlik başka bir şehre.
Hiç gözümü kırpmadığım, vücudumun uykudan değil ama aşkdan nasibini alıp yenilendiği o sabah… Kokun burnumda, ellerin sanki hala avuçlarımda yol alırken hiç tanımadığım şehre, gün geceye dönsün de yine sana sarılacağım o anın gelmesini dilerken, seni beklemişim ben derken, senden gelen mesajla çocuksu mutluluk, nedenini bilmediğim utangaçlıkla sarınmışdı tüm bedenim.
“Yüreğimin çırpıntısını müzik yaptım onu besteledim, o müzik RUHUMUN SEVİNCİ oldu “ diye yazmışdın.
Bende senin için hikayeler yazmak istiyordum, ciltler dolu, yıllarca sürecek ve okunacak. Ben yazarım da mutluluğumuz seni bir anda şair mi yapmışdı, yoksa hep öyleydinde ben mi bilmiyordum.
Hayatımda bana yazılan en güzel satırlardı, senden gelen de en güzel hediyeydi, söylememişdim,
Afedersin şimdi söylemek istedim.
Kaç bahar geçti, kaç yaz bak yine bahar geldi.Yüreklerde ne olduğunun önemi yok.
Bugün, o günün önemi var sadece.
İstanbul’da bir nisan günü…birbirimizi hiç bırakmayacak gibi sardığımız o gün.
O günün yıldönümü bugün.
Ve o gün yıllar içinden geldi karşıma dikildi, hesap sorar gibi bir havası, beni unutmadın değil mi diyen de bir hüznü vardı.
O günün unutulma korkusundan titreyen dudakları ile akan gözyaşları , bugün benim gözyaşlarıma karıştı.
Sarıldım, ama koruyamadım.
Öptüm, ama dokunamadım.
Sana da söylemek istedim ama söylemedim.Seninde hatırladığını bilerek belki de umarak.
Bugün sen arkamdan seslenirken, döndüm sana doğru sen bir şeyler söyledin ben bir şeyler hayata ait.
Ve ben o güne dair birşeyler yazmak istedim, yüreğimden aktı satırlar…
Bunca zaman hep sen bana teşekkür ettin ya şimdi ben sana teşekkür ediyorum.
Ama en çok O gün için.
Neden sonrasında yaşananlarımızdan tek kare yok, anlayamıyorum.
Yıldönümleri hep böyle mi kutlanır? Öncesi ve sonrası yok mu olur ?
Çiçeklerin açtığı o ilk günmü hatırlanır hep ?
Galiba başka bir ilki deneyimliyorum.
Teşekkür ederim.
Yarın kaybolup gidecek bu duygular, bir yıl sonrasına kadar veda edecek.
Bir yıl sonra bugün nasıl geri gelecek, gelecek mi ?
Bende bilmiyorum.
SEVİNÇ ÇAKMAZ
YAZARA E-POSTA GÖNDER