Yaşarken vefa
Geçtiğimiz günlerde bir operasyon geçirdim, nekahat dönemini evde geçirdiğim için ister istemez daha çok televizyon seyrediyorum.
Her kanalın haber programı var, magazin programı var, sanat programı var…ama benim aradığım habere bir türlü rastlayamadım.
Yılların tiyatro sanatçısı Hadi Çaman aylardır bir hastanede yoğun bakımda yatıyor. Çok nadir rastlanan, ALS adlı bir sinir hastalığından. Bu hastalık sinirlerle ilgili, sinirler kasların hareketini engelliyor ve giderek hastanın yaşam kalitesi düşüyor. Kalbi beyini çalışıyor ama kaslarına hükmedemiyor. İşte Hadi Çaman böyle bir hastalıkla savaşıyor.
Onunla, onun sağlığı ile ilgili bir haber arıyorum yok!...Sanki böyle bir sanatçı hiç yokmuş gibi, sanki yıllarını tiyatroya adayan Hadi Çaman hiç yaşamamış gibi, içim acıyor bu kadar vefasızlık karşısında çaresiz kalıyorum.
Oysa Hadi Çaman bir skandala karışsaydı, alkollü yakalansaydı, birisiyle kavga etseydi, birisiyle basılsaydı her gün haberini “az sonra!…” anonslarıyla defalarca izlemez miydik?..
Bazı İnsanlar hayata gelirler, savaşmaya başlarlar ve gidene kadar sürer bu savaş…alanları değişse de savaşmak hep vardır yaşamlarında…
Hadi de bunlardan biri…otuz yıldır tanırım, kendisi gibi tiyatro sanatçısı olan Suna Keskin tanıştırmıştı, zarif, sevecen, saygılı ve mücadeleci bir insandır Hadi Çaman,
Teşvikiye’de ki o tiyatroyu bugünkü haline getirmek için yıllarını verdi, elinde avucunda ve yüreğinde ne varsa ortaya koydu ve sonuçta Nişantaşı’na yakışır bir tiyatro binası yarattı. Ama mücadele bitmedi….yarattığı tiyatroyu yaşatmakta yaratmak kadar zordu.
Onu en son Şükran Güngör’ü anma gününde Kenter Tiyatrosunda görmüştüm. Ağrılar içinde ama, gene o gülen yüzüyle törene gelmiş ve Yıldız Kenter’i yalnız bırakmamıştı. Konu gene tiyatroydu.
* * * * *
Şimdi o bir hastanede ve yoğun bakımda. Başucunda birkaç vefalı dostu ve gözbebeği doktor oğlu olduğu halde, yaşam savaşı veriyor…
Tiyatroda ise ekibi büyük bir özveriyle perdenin açık kalması için ellerinden geleni yapıyorlar.
Afişlerde gene Hadi Çaman’ın çok severek oynadığı “Aşkın Yaşı Yoktur” duruyor ve Hadi Çaman’ın rolünü ise Atilla Pekdemir oynuyor. Kadın sanatçı ise gene yılların usta oyuncusu Suna Keskin.
Tiyatro severlere bir kez ben duyurayım. Oyun çok eğlenceli, haftanın iki günü oynuyor. Cuma akşamları 20.30, Pazar günleri ise 15.30 seansı var.
* * * * *
Buradan bir sanatsever olarak Gazeteci Hıncal Uluç’a teşekkür etmek istiyorum. “ Cami avlusunda değil yaşarken “ başlıklı bir yazı yazmış ve Hadi Çaman yaşarken yapılması gerekenleri sıralamış ve yetkilileri, ilgilileri göreve çağırmış. Özellikle de Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül’e seslenmiş.
Ellerine sağlık Hıncal Uluç. Senin konumun ve bulunduğun gazete nedeniyle, sesin kuşkusuz bizim sesimizden daha çabuk geniş kitlelere ulaşır. Sen bu yazıyı yazmakla çok güzel bir noktaya değinerek insanların “varsa” vefa duygularını harekete geçirmiş olacaksın. Bu da Hadi hayattayken onun bu mutluluğu tatmasına neden olacak…
Yazıyı yazarken “bir gelişme var mı?” diye Suna Keskini aradım. Durumda fazla bir değişiklik olmadığını yoğun bakımda olduğunu, tiyatronun devamı için gayret ettiklerini ve belediyelere oyunu götürmeye çalıştıklarını ve 1 Mart gecesi Hadi için Şişli Belediyesi’nin desteğiyle bir gece düzenlendiğini söyledi. Bu olumlu gelişmelerden kendi adıma çok mutlu oldum. Hıncal Uluç’un da çok mutlu olacağından hiç kuşkum yok. Hele Hadi Çaman bunları duyup anlayabilirse ona ilaç gibi geleceğini düşünüyorum. ( her hastalığın ortak ilacının umut ve sevgi olduğuna inananlardanım.)
Umarım Tanrı onu sevenlerine ve çok sevdiği tiyatrosuna en kısa zamanda kavuşturur.
Sağlıklı günlerde buluşmak dileğiyle
Özcan Kandemir
o.kandemir@superonline.com
ÖZCAN KANDEMİR
YAZARA E-POSTA GÖNDER