BABASIZ ÇOCUK DOĞURMAK MODA
Bu ara televizyon dizilerine taktım. Nasıl takmayayım hangi diziye baksam birkaç hamile kadın ve babasının kim olduğu bile belli olmayan, bir gecelik ilişkiden meydana gelen masum çocuklar!.. Babası belli olanlar da var ama bunlarının da annelerinin nikahı yok!... Sanki, nikahsız çocuk doğurmak son yılların en moda olayı ! …
Size birkaç örnek vermek istiyorum. (Atladıklarım da kesinlikle vardır.) Bu örnekleri neden verdiğime gelince; RTÜK Aşk-ı Memnu’ya takmış, bu yüzden de durmadan ceza kesiyormuş. Gerekçesi ise, sevişme sahnelerinin çok cüretkar olması ve bu sahnelerin de,Türk örf ve adetlerine aykırı bulunması imiş. Sadece sevişme sahnelerimi sakıncalı? Aile içi çarpık ilişkiler, yalanlar, dolanlar, ihanetler. İki yüzlülükler, çıkar ilişkileri ne ararsan var bu dizide.Türk örf ve adetlerine aykırı olan. Ama izlenme rekorları kırıyor. RTÜK bu konuda haklı olabilir ancak, dikkatlerini bir diziye verince diğer dizilerdeki çarpıklıklar göz ardı edilmiyor mu?
Sayın RTÜK üyelerine soruyorum. Babasız çocuk doğurmak, hatta bir gece kafası kızıp önüne gelen adamla yatıp hamile kalmak (Aşk ve Ceza dizisinde olduğu gibi), ablasının nişanlısından hamile kalmak (Unutulmaz dizisinde olduğu gibi), ayrıldığı ve bir zamanlar kardeşinin de kocası olan adamdan hamile kalmak (Yaprak Dökümü dizisinde olduğu gibi), gencecik bir kızken ne ailesini, ne kendisini, ne de çevreyi düşünmeden hemen sevdiği erkekle yatağa girip hamile kalan(Saman Yolu Dizisinde olduğu gibi), eşinin arkadaşından hamile kalan ve bunu kocasına kendi çocuğu gibi yutturmaya kalkan ve bunun için Adli Tıbbı bile sahtekarlığa zorlayarak bu kurumu da töhmet altında bırakan (Aşk Bir Hayal dizisinde olduğu gibi) ya (Melekler Duymasın) dizisine ne demeli? İki öğretmen örnek olmaları gerekirken öğrencilerinin gözü önünde gayrimeşru bir ilişki yaşıyorlar ve bu ilişkide öğretmen (Eylül) daha evlenmeden çocuk sahibi olmak için enjeksiyon yöntemiyle hamile kalmaya çalışıyor. Üstelik sevgilisinin eski sevgilisi de ondan bir çocuk doğurmuşken (evlilik dışı). Küçük kadınlarda da evlilik dışı bir hamilelik var. “Kadın evlenmesem de ne gam. Çocuğum olsun yeter diyor ve adamın istememesine rağmen hamile kalıyor.
Dizileri seyretmeyenler bu yazıdan büyük ihtimalle bir şey anlamayacak. Ancak benim anlatmaya çalıştığım ve bir türlü anlayamadışım şu; ekranlarda sevişmek yasak ama evlilik dışı hamilelik serbest mi?
Evlilik dışı hamilelikler gençliğe kötü örnek olmuyor mu? Evlilik müessesesini yerle bir etmiyor mu? Üstelik bunlardan pek çoğunun durumu çocuklarına bakamayacak kadar kötü iken. Örneğin; Melekler Duymasındaki Esin aile desteği görmediği gibi, üç kız arkadaşıyla bir göz odada kalmak durumunda. İşi de yok! ama gene de inatla doğurdu çocuğunu.
Çocuk sahibi olabilmek için sadece maddi olanak da yetmiyor. Bir çocuğun bir babaya ihtiyacı var. Bu çocuk büyüdüğünde “benim babam kim?”diye sormayacak mı? Toplum içinde bu çocuğun yeri ve durumu ne olacak? Bu toplumda, pek çok evli kadın, mutsuz olduğu halde, “çocuklarımız babasız büyümesin” diyerek boşanmayı bile ertelerken, genç kızlar “babası olmasa da olur yeter ki benim bir çocuğum olsun” veya “önce çocuğu yapayım sonra adamı nasılsa ikna ederim” veya evliliğe zorlarım” diyerek çocuk yapıyor.Neresinden baksanız sakat!..Etik hiçbir yanı yok!. Özendirilecek, alkışlanacak bir olay değil. Ama nedense bunları hemen her dizide görüyoruz. Bu dizileri de maalesef en çok gençler izliyor.
Bu tür dizilerin bir de olmazsa olmazı var.Bu da babasız çocukları bağrına basan iyi erkekler!…kendi çocuklarına bile sahip çıkmayan bir çok erkeğin var olduğu bir toplumda, başkasının çocuklarını bağrına basan erkekler göz yaşartıyor!...( Ezel, Melekler Duymasın, Aşk Bir Hayal, Unutulmaz dizilerinde olduğu gibi).
Bu tür diziler “babası olmasa da çocuk doğururum!” diyen sözde güçlü kadınların varlığını vurgulamaya çalışırken, aslında kadınları onursuz, gurursuz, duygularının esiri, kafaları hiç çalışmayan, her söze kanan, her erkeğe inanan, saf, beş metre ilersini göremeyen, aptal konumuna sokuyor.
RTÜK üyeleri lütfen dikkat!....Televizyonlar iyiye kullanıldığında kuşkusuz, pek çok yararları vardır.Ancak “reyting kaygısı” yapımcıların sağ duyularını köreltiyor. Daha çok izleyici almak, izleyici alınca reklam pastasından bir dilim daha kapmak ve kendileri ayakta durabilmek için, toplum çıkarlarını göz ardı etmek zoruna kalıyorlar. Bu da televizyonları toplum yararına kullanılan bir araç olmaktan çıkarıp, toplumu zehirleyen bir araç haline getiriyor.
Geleceğimiz gençlerin elinde. Onlara ne verirsek, neyi aşılarsak onu daha da gelişmiş bir halde alırız. Örf ve adetlerinden uzaklaşan toplumlar dağılmaya mahkumdur. “Çağdaş olma” çizgisiyle “ahlak” çizgisini birbirine karıştırmayalım lütfen…
Babasız çocuk doğurmak, çocuğun geleceğini garanti altına almadan çocuk doğurmak, sevdiği adamı evliliğe zorlamak için çocuk doğurmak, mirastan pay almak için çocuk doğurmak son derece tehlikeli, insan onuruna yakışmayan Türk örf ve adetlerine ters bir durum değil midir ki, tüm dizilerin neredeyse olmazsa olmazı haline geldi bu bir gecelik ilişkiden hemen hamile kalmalar ve babasız çocuk doğurmalar…
RTÜK sevişme sahnelerine gösterdiği duyarlılığı biraz da bu sahnelere gösterse sanırım daha yararlı olacak…
Tekrar buluşuncaya kadar sevgiyle kalın..
Özcan Kandemir
o.kandemir@superonline.com
ÖZCAN KANDEMİR
YAZARA E-POSTA GÖNDER