“Görünen ve söylenen sadece sözden ibarettir, yaşanansa hepsinden farklı…” Nilhan Fidan`ın yeni yazısı
Yıllar sonra ya da birkaç saat geçmeden daha, karşılaşırlar işte yıldızlı bir gecede; ikisi de hava almak için dışarı çıkmışken kalabalığı yararak... Aynı çevreden, birbirlerini yakından ya da uzaktan tanıyan onlarca insanın doluştuğu bir dans partisinde...
Birkaç yüzyıl önce Avrupa’da bir sarayda doğsam, kabarık etekli, derin göğüs dekolteli tuvaletlerden giysem, şöyle prensesler gibi dolansam ne güzel olurdu, der genç kadın. Ya da şaşalı hayatlar yaşayan bir aktris olsam 1900’lerde, Vogue’a kapak falan olsam...
Ooo, büyük hayaller der, genç adam. Onun gözü yükseklerde diye düşünür...
Neden olmasın, der kadın, gülümseyerek. Hayal kurmak olmasa ne anlamı var gerçekle yüzleşmenin. Biraz daha yaşanılır kılmıyor mu düşler hayatı? Kara bulutlar olmadan daha rahat nefes alınmıyor mu, söylesene bana.
Hem güzel hem de kendine güveniyor, diye düşünür genç adam. Gülümser tedirginliğini gizler bir sahte tebessüme. Hatırına gelen birkaç anıdan vardığı sonuçlarla meşgul, dalıp gider. Genç kadının aklından neler geçtiğini ise hiç bir zaman bilemeyecektir.
Ne de olsa görünen ve söylenen sadece sözden ibarettir, yaşanansa hepsinden farklı. Gerçeği yazmak bile mümkün değildir çoğu zaman, yazılanda biraz kurgu biraz da sahtecilik saklıdır.
Kadınların asla anlaşılamayacağını bilen genç adam, kim bilir, diye iç çeker. Sonra gökyüzüne uzun uzun bakar...
Bir süre bekler kadın. Yüzü ondan öteye dönük olanın sesini duymayı bekler. Ama erkeklerin hep bir şeylerin arkasına gizlenmeyi seçtiğini bildiğinden belki, çabuk vazgeçer. Sessizce uzaklaşmayı seçer bu yüzden. Gökte parlayan ay ışığı saçlarını yakalamışken kayıplara karışır...
Uzaklaşan gölgeyi fark eden adam ise gökyüzüne gizlenmektedir yine. Hayallerini kanatlandıramasa da yüreği çoktan salıverilmiştir, ne zaman içine kapansa olduğu gibi. Göz pınarlarındaki yaşları göğe bırakırken özlemle hatırlar kadının son sözlerini.
İşte o anda bulutlar sinsice ay ışığını perdeler. Apansız içine sokulan bir merakla durup geriye bakar genç kadın. Ve adamın şehrin boş sokaklarında yankılanan haykırışını duyar. "İyi geceler, tatlı rüyalar canımmmm..."
DİĞER ADRESLER 
