2007’yi Uğurlarken
Bir yılı daha geride bırakırken geçmiş yılın muhasebesini yapıyorum kendimce. 2007’nin bende bıraktığı izleri buluyorum takvim sayfalarını karıştırdıkça.
Yoğun bir yıldı herşeyden önce; hayatı tanımaya dair, yoğun bir yıldı. Daha çok büyüdüm, olgunlaştım, biraz duruldum, epey yoruldum. Bocaladığım zamanlar tabii ki oldu, dostlarım, sevdiklerim, iyi ki (daima) yanımdaydı. Hayatıma dahil olanlar oldu ve hayatımdan çıkardıklarım.
Alışmaya başladım, hesaplaşmaları sonlandırmaya başladım bu yıl. Geçen yıllarda kabullenemediğim, atlatamadığım şeylerin derinlerde bir yerlerde saklı durduğunu fark ettim. Sanki son iki yıl uykuda gibi geçmiş bende. Geçmişi temizlemeden, olanları arka plana atmışım o günlerde; ama herşey kir pas içinde beklemiş yine de beni…
Ve geçen yılsonu, Aralık ayında yine, bir anda uyanıp kendime geldiğimde ortalığı darmadağın buluverdim. Hiç farketmediğim kadar yerle bir olmuş, ufalmış buldum kendimi. O halimden o kadar korktum ki yemin ettim kafama taktıklarımın hayatımı mahvetmesine izin vermeyeceğime. Ve zor da olsa yaptım. İçimi acıtsa da silmeye başladım eski anları, adları, yalan dolanları. Elim ayağıma dolaştı; ama üstesinden geldim. Aklımın duvarlarını yeni baştan boyadım. O korkutucu kabartmaları söküp attım. Yeni resimler çizdim yerlerine. Gittim geldim arada, abuk subuk sebeplerle dengemi kaybedip. Ama sonra fark ettim ki gittiğimi düşündüğüm sebep değilmiş gitme nedenim. Belli ki, o olmasa da şu ya da bu sebeple bir dert bulacağım kendime. En olmadı, aradığım şeyi bulamamanın derdi olacak belki bu.
Yazdım bu yıl da her yıl gibi. Cosmoturk’te ilk yazım Ocak 2006’da yayınlanmış, demek onun üstünden bile 2 sene geçmiş. Kahır mektuplarından umut mektuplarına geçiş yapmışım biraz. Arada celallenmişim, kopmuşum bazı bazı; ama durmadan yazmışım.
Doğruyla yanlışı ayırtetmekten vazgeçtim ben bu sene. İçimden gelenin doğru olduğunu anladım. Bir yerlere yetişmek için kendimi paralamaktan vazgeçtim. Yorgunluktan, hastalıktan, gerçek sebeplerden iptal edilen bir planın dünyanın sonu olmadığını anladım ben. Hayata yetişmek için kendimden çalmaktan vazgeçtim.
Birtanemi tanıdım ben bu yıl. Onu sevmekle, beni anlatmakla geçti bu sene. Birini tanımak, kendini anlatmak kolay mı? Değil elbet. Mesafeleri kapamakla, yalnızlıkları ötelemekle geçti biraz. Demek epey zor işlere kalkıştım ben. Çok zor işlere kalkıştım.
Eski medeniyetler, farklı ülkeler, yeni denizler, uzak sahiller keşfettim bu sene. Çok güzel yerler gezdim, gördüm, mutlu oldum, dolu dolu geçirdim zamanı. Sağlığım korkuttu beni bu yıl; ama yıkılmadım. Anneannemi kaybettim, hayattan soğudum bir ara. Ondan af diledim - ona uzak kaldığım, vefatında yanıbaşında olamadığım için - Hala da af diliyorum. Şimdi nasılsın dersen, iyiyim işte, nasıl olayım. En çok da yaşlanmayı düşünür oldum bu ara. Ne de olsa otuzuma az kaldı. Aileme daha yakınım ve daha anlayışlı. Çok daha duygusalım ve çabuk ağlıyorum duygulandığımda. Çocukları gülümseyerek izliyorum artık ve bir bebeğim olsun istiyorum. Huzurlu bir yaşam kurmak, enerjimi alan insanlardan uzak durmak istiyorum. Güzel bir gelecek hayal ediyorum, mümkünse denize yakın.
Böyle işte benim bu yılki yılsonu kapanışım.
Yeni yıla merhaba derken herkesin yeni yılını en içten dileklerimle kutlarım...
Nilhan Fidan
nilhanfidan@cosmoturk.com
NİLHAN FİDAN
YAZARA E-POSTA GÖNDER