>

KÖŞE YAZILARI | MUTLU HESAPÇI

Ben Hikâyemi Yaşarken Sen Bir Yerden Geçiyordun!

Ben bir şehirde beş farklı hikâye yazıyordum kendime, işin içinden çıkamadım. (Mutlu Hesapçı)
 
   
 
 
     

“Ben bir şehirde beş farklı hikâye yazıyordum kendime, işin içinden çıkamadım Ahmet Hamdi Tanpınar’ın Beş Şehir’ini okudum ve Onur Ünlü’nün Beş Şehir filmini izledim.” Her şey beş rakamından başıma geldi galiba

Hava güneşlidir ama içinizde bir hüzün vardır gün ağarırken bulunduğunuz şehirde, bir yerlerde gün batmaktadır bütün hüznüyle. Siz yine güzel bir sabaha uyandım demeden, kendi hikâyenizi yaşamaya koyulmadan başka memleketlerdeki başka insanların hikâyelerine ortak olmak istersiniz ve nedense o hikâyelerin hepsinde hüzün vardır. Memleketimin insan manzaraları dersiniz Nazım gibi işte bu insan manzaraları yüzünden birbirlerine bir kozağı gibi bağlıdır insanlar. Ne de olsa herkes ölümü tadacaktır hayatta! Ölmeyen var mı ki bu dünyada… Ölüm olgusu bu denli içine işleyerek, bir yumruk gibi yüreğine yapışarak girebilir mi birden hayatına; elbette bir film Beş Şehir ile girer tekrar hayatına şaşırır kalırsın, ağlamak istersin ağlayamazsın. İşte bu durumda sana düşen oradan bir kahramanı alırsın ve onunla konuşmak istersin sanki seninle konuşacak kişi O kişidir. O kişi gerçek hayatta var mıdır bir ruh eşine, bir yol arkadaşına her zaman ihtiyaç duyar mı insanlar?

Sonra bütün memleketlerini gezmek istersin ülkenin orada yaşayan bütün insan hikayelerine ortak olmaya hazırlanırsın ve bavulunu toplama zamanıdır. Gitmek gerek bu şehirden dersin gitmeye az kala bir şey olur o mucizeyi beklersin kalsam da kök salsam mı yaşadığım an’a dersin. Ama an’lar geçer sen o an’da kaldığında yaşam sevincin grileşir. Bu sefer memlekette yetmez sana, sığmaz olursun hiçbir yere dünyanın bütün ülkelerini ve şehirlerini kucaklamak istersin. Ah bir de yol arkadaşın olsa da hayat başka olsa bu yolculukta…

Önce uzun boylu adamı tanıdım iki metre boyu vardı ve kocaman bir yüreği. Evrensel bir insandı, her şeye öyle bakardı. Ona bütün uluslardan insanlar topla getir yeter, alsın makinesini çeksin onları, kurgulasın kafasında ve bir filmin içine yerleştirsin. O her daim bizim hayatımızda önemli bir adam oldu, sonra ufak tefek bir kadın girdi adamın hayatına. O kadın bizim de hayatımızdaydı ama adamın hayatında başkalaştı. Adamın boyutunun aksine küçücük bir kadındı ama yüreği ve beyni o denli sınırsızdı ki onunla konuştuğunuzda sürekli büyüyordu gözünüzde.

Gün geldi bu iki metre adamla 1.50 boyu olan kadın yol arkadaşı, hayat arkadaşı olmaya karar verdiler. Gördüğüm en zıt görünüşlü ama en mükemmel çift de onlar oldular. Onlar için hayat serüven ve macera demekti. Hiç kimsenin göze alamayacağı kadar cesurdular ve sürekli gezmek üzerine, göçebe yaşam üzerine kafa yordular. Kadın başarılı kariyerine aldırış etmeden, para hesabı yapmadan istifa etti, adam ona eşlik edeceğini söyledi ve bu ölümlü dünyada başka ülkeler ve dünyalar tanımak istediklerine karar verdiler. Düştüler yollara… Yollar, yol almak anlam kazandı. Şimdi onların tek arzusu tüm dünyayı karış karış gezmek.

Tamda Beş Şehir’deki gibi birbirine teğet geçen yaşamlarımız var, hepimizin başka başka yerlerde, şehirlerde, ülkelerde kendisi olabileceği bir varlığı var. Nereli olduğun, kim olduğun çok da önemli değil tek bir dünya var içinde yaşadığımız. Sınırlar insanoğlunun çizdiği şeyler kim bilebilir belki de dünyanın bir ucunda biri nefes alırken size dokunan bir kader çizgisi var evrenin. Mevlana’nın dediği gibi “Bütün kâinat birbirine sevgi ile bağlanmış. Sevgini vermesini öğren. Çünkü gönlün anlasın ki hepsine yer varmış. Sevgisiz insandan dünya, unutma ki korkarmış.”

Ebru ve Yekta hayallerinin peşinden gidiyorlar şimdi… Bütün hayata dair hikayeler anlatıyorlar, yaşamın tadına bakmayı başka türlü biliyorlar. Ben onlara anlattıkça kaygılarımı ve aşk’ı onlar bana ölümlü dünya gez, yaşa ve öğren diyorlar.

Yolculuklar serüvenlere sebep olacak ardından başka pencereler açılacak. Bu yüzden hep bavulu toplu durmalı insanın birden bir yolculuğa çıkmalısın sonra başkalaşıp devam etmelisin hayata. Aslında bütün özeti içselleştirdiğin ölümlü dünyanın “Ben hikayemi yaşarken sen bir yerden geçiyordun, ona dokunmasını bilmekti önemli kılan beni! Ya beni görmedin ya da öyle teğet geçerek yoluna devam etmeyi seçtin, ama korkma aslolan hayat, asıl olan yaşamda asılı kalmamak”


MUTLU HESAPÇI
YAZARA E-POSTA GÖNDER

 

Diğer yazıları liste halinde görmek için tıklayın >

Favorilerinize ekleyinAnasayfaya dönPaylaşın
cosmoturk önerisi
GÜNLÜK FALINIZ
HAVA DURUMU
Anket
Aşk mı, Para mı?
Aşk
Para
>