Fischer Travel’ın internette bir web sitesi yok. Ancak birileri tarafından kuruma tavsiye edilmeniz gerekiyor ki akla hayale gelmeyecek tatil önerilerinden faydalanabilin.
Varlıklı bir ailenin oğlu olarak dünyaya gelen Bill Fischer, Las Vegas’ın hayatının dönüm noktasını yaşayacağı şehir olduğunu bilemezdi. Babasının servetini bir gecede kaybettiği bu ışıklı şehir, Fischer’ın umutlarını yeşertecekti. Hayata tekrar tutunabilmek için Las Vegas’ta ucuz turlar düzenlemeye başladı. Ancak o, yaptığı işte sıradan değil farklı olmak istiyordu.
Şehrin lüks otellerine her yıl dünyanın dört bir yanından, farklı kültür ve yüksek statüde insanların geldiğini gözlemliyordu. Fischer’ın gözlemlediği çok önemli bir nokta daha vardı: Bu insanlar Las Vegas’a geldikleri seyahat acentelerinden hak ettikleri hizmeti alamıyorlardı. Çünkü acentelerin hemen hemen tümü lüks seyahat konusunda bilinçsizdiler. Oysa Bill Fischer bu konuda kendisini günden güne geliştiriyor; etrafındakileri de eğitmek istiyordu. Çabasına kimse kulak vermeyince o da kendi şirketini kurmaya karar verdi. Fischer Travel markasını yarattı.
Bill Fischer’ın yarattığı bu marka, alıştığımız markalaşma süreçlerinden geçirilmedi. Ne bir iletişim kampanyası yapıldı, ne de müşteri toplama kaygısı yaşandı. Bugün şirketin hâlâ web sitesi bile yok. Telefon numaralarına ulaşmak mümkün değil. Google’da “Fischer Travel” yazıp arama yaptığınızda karşınıza Bill Fischer’ın isminden başka hiçbir şey çıkmıyor.
Kulaktan kulağa pazarlama stratejisine güvenen, iletişim çalışmalarında fısıltı gazetesini mecra olarak konumlandıran Fischer Travel, bildiğimiz seyahat acentelerine hiç benzemiyor. Tanıdıklarınızdan duyarak veya bir arkadaşınızın referansıyla Fischer Travel’a ulaşmayı başardıysanız şanslısınız. Ancak Fischer Travel’ın müşteri portföyüne dahil olabilmeniz için 100 bin dolarlık bir giriş ücreti ödemeniz gerekiyor. Üyeliğiniz devam ettiği süre de her yıl 25 bin dolar daha ödemeniz isteniyor. Giriş ücreti ve her yıl ödediğiniz miktar seyahatlerinizi ve katıldığınız turları kapsamıyor ama sunulan hizmetler bu bedele değiyor doğrusu...
Fischer Travel’a kabul edildikten sonra haftanın yedi günü 24 saat hizmet alabileceğiniz kişisel danışmanlara sahip oluyorsunuz. Danışmanlarınız size sadece tatil konusunda yardımcı olmuyor. Örneğin 18 yaşındaki kızınız arkadaşıyla birlikte Paris’e alışverişe gitmek istiyor. Danışmanınız şehrin en ünlü butiğinden hemen bir randevu ayarlıyor. Ama siz bununla da yetinmeyip alışverişi Vouge’un fotoğraf editörlerinden birinin görüntülemesini de istiyorsunuz. Şansınız yaver giderse danışmanınız bunu da ayarlayabiliyor. Profesyonel bir golf alanında golf oynamak, evlilik yıldönümünde mutfağınıza ünlü bir aşçıyı sokup eşinize sürpriz yapmak, Madonna’nın saç tasarımcısına saçlarınızı toplatmak... Fischer Travel’ın danışmanları, “gerçek lüks ulaşılması zor olanı yapmak” sözünü kanıtlarcasına çalışıp isteklerin tümünü yerine getiriyorlar.
Fischer Travel’ın başta kurucusu Bill Fischer olmak üzere tüm çalışanları senede en az 100 gün seyahat ediyorlar. Amaç, müşterilere tavsiye edilecek yerlerin önceden görülmesi, hatta bizzat denenmesi. Ekibin dikkat ettiği, üzerinde titizlikle durduğu bir diğer noktaysa servis… Kalınacak otelin servis kalitesi ve hizmetinin standartların üzerinde olmasına dikkat ediliyor. Örneğin Kuzey Afrika’da bir safariye gönderilen müşteri, doğayla iç içe konaklıyor ve etrafındaki hayvanların kokusundan rahatsız oluyorsa; hayvanlar hemen yıkanıyor. Hatta dişleri bile fırçalanıyor.
GÜLAY KOÇ
YAZARA E-POSTA GÖNDER