İstanbul’da sıcak yaz günlerinin bitmekte olduğu şu günlerde adalara ilk gezimi Kabataş’tan adalar vapuruna binerek yaptım. Tabiî ki yanıma simit almayı ihmal etmedim. Adalara gezi programımda belirli saat periyotlarını kullanarak Prens Adalarını tek tek dolaşmak vardı.
Kabataş’tan demir alan vapurumuzla denizden doyumsuz güzellikte görülen Topkapı Sarayını ve karşısında Ayasofya, onun sırasında Sultanahmet Camiini seyrederken martılarda havada dans ediyorlardı. Elimdeki simitleri kendilerine küçük parçalar halinde ikram ederken büyük bir zevkle planjon yaparak adeta teşekkür edercesine havadaki atraksiyonlarıyla bizlere minnetlerini gösteriyorlardı.
İLK İSKELEM: KINALIADA
İstanbul’a en yakın olanı KINALIADA’dır. Eski Yunanca adı PROTİ’dir. Romen Diyojen’in sürgün yeri olup Çınar, Teşvikiye ve Manastır Tepeleri olmak üzere üç tepesi vardır.
Kınalıada, kendi halinde kafa dinlemek isteyenlerin, sokakları erguvan ağaçlarıyla rengarenk güzellikte olan ve adaya gelenlerin tercih ettiği dört büyük adanın içinde en küçüğü olanıdır.
Kınalıada’da, diğer adaların aksine fayton yoktur. Ada halkı ve adaya ziyarete gelenler ya yürüyecekler veya bisiklete binmeleri gerekiyor. Çünkü, her yer birbirine kısa yürüyüş mesafesindedir. Kınalıada’da çok farklı güzellikte ve mimarisiyle de dikkat çeken köşkler, yalılar ve de konaklar yer almakta. Bunlar, vapur iskelesinin sahil yolu ile İskele caddesinin yan sokaklarında bulunmaktadır.
İKİNCİ İSKELEM: BURGAZADA,
Burgazada, İstanbul’daki adaların büyüklük sıralamasında üçüncüsüdür. Yunanca adı ANTİGONİ’dir.
İskelede vapurdan indiğinizde size önce Türk Edebiyatının önemli bir yazarı ve hikayecisi olan Sait Faik Abasıyanık’ın heykeli karşılamaktadır.
Ada, yemyeşil ormanları ile sahilleri ve ahşap köşkleriyle önemli bir yer tutmakta olup manzarası doyumsuz, huzurlu ve sakin bir adadır. İskelenin her iki yanında sahil boyunca balıkçı lokantaları ve kafeler olup, yakınında sekiz cepheli ve kubbeli bir yapı olan Burgaz Camii ile aynı mahallede Cemevi bulunmaktadır.
Bunun yanı sıra Burgazada’da Aziz George’a adanmış bir Katolik Kiliseside bulunur. Dr. Spanudis tarafından yaptırılan Spanudis Köşkü, ünlü yazar Sait Faik Abasıyanık’ın evi olup, şimdi müze olarak kullanılmaktadır. Türk Edebiyatının en önemli yazarlarından Halide Edip Adıvar’da, İstanbul’un gürültüsünden kaçarak Burgazada’ya yerleşen sakinlerindendir.
ÜÇÜNCÜ İSKELEM: HEYBELİADA
Eski adı Yunancada bakır anlamına gelen HALKİ’dir ve Büyükada’dan sonra en büyük adalardan biri olup Prens Adalarının en yeşil adasıdır. Ada, Heybeli adını, tepelerinin ve bu tepelerin arasından geçen vadilerinin “Heybe” yi andıran şeklinden dolayı almıştır.
Heybeliada’da iskeleden inilince solda Deniz Lisesi ve binalar, bu binaların arka tarafında şu an faaliyette olmayan Heybeliada Sanatoryumu bulunmaktadır. İskelenin sağında ise çarşı, restaurant ve kafeler yer almaktadır. Yola devam ettiğimiz takdirde çamlık alan olan piknik yerlerine gelinir.
Türk Edebiyatının güçlü kalemlerinden biri olan Hüseyin Rahmi Gürpınar hayatının büyük bölümünü Heybeliada’da geçirmiştir. Adalılar, iskelenin karşısındaki parka yazarın büstünü dikerek isminide ada lisesine vermişler, Değirmen Tepesindeki evini de müzeleştirerek büyük ustaya sahip çıkmışlardır.
Heybeliada’da fayton durağından kalkan faytonlarla ada turu yapmak çok zevkli ve keyiflidir. Yüzmek ve deniz kenarında çam ağaçlarının altında piknik yapmak adaya gelen ziyaretçileri doğumsuz saatler geçirtir.
SON İSKELEM: BÜYÜKADA
Büyükada, İstanbul’daki Prens Adalarının en büyüğü olup eski Yunancadaki adı PRİNKİPOS’dur. Prinkipos, Yunanca’da PRENS anlamına gelmektedir.
Büyükada, tarihi ve doğal güzellikleri dolayısıyla yerli ve yabancıların yoğunlukta olduğu ve ziyaret ettikleri yerdir. Çok kültürlülüğün simgelerinin en güzel örneği ise cami, kilise ve sinagogların aynı toprak parçası üzerinde barış ve ahenk içinde beraberce yaşamalarında görmekteyiz.
Büyükada’da vapurdan indiğinizde sizleri sekizgen şeklindeki yolcu salonuna sahip kurşun kubbeli binası olan 1899 tarihinde tasarlanıp yapımı 1915 senesinde tamamlanan vapur terminali karşılar.
İskelenin yanında çeşitli balık lokantaları ve kafeler sıralanmıştır. İskelenin karşısındaki meydanın tam ortasında Türkiye Cumhuriyetinin kurulduğu yıl olan 1923 yılında inşa edilmiş, koni biçiminde bir kubbeye sahip etrafını erguvan çiçekleri sarmış saat kulesi bulunmaktadır. Adaya gelen ziyaretçilerin bol bol hatıra fotoğrafı çektikleri bir yerdir.
Saat kulesinin yanındaki faytoncular gelen ziyaretçileri Büyükada’nın tamamını içeren Büyük Tur ve Küçük Tur olmak üzere iki ayrı gezi paketi sunmaktadırlar.
Ailesi ile birlikte Büyükada’da yaşamış ve eserlerini ortaya çıkarmış olan Reşat Nuri Güntekin’in evi ile Sovyet Lideri Stalin tarafından sürgün edilen ve 1929-1933 yılları arasında adada yaşayan Lev Troçki’nin evi ziyaretçilere açıktır.
Büyükada’da bulunan dört camiden biri olan ve mimari açıdan en dikkat çekeni II.Abdülhamid tarafından yaptırılan Hamidiye Camii ile adanın en yüksek tepesinde bulunan Aya Yorgi Kilisesi ve Aya Yorgi Manastırı, İsa Tepesinde Hristos Kilisesi ve Manastırı ile Rum Yetimhanesi ve Kumsal semtindeki Hagios Dimitrios Kilisesi, İstanbul’un ilk çağdaş Kent Müzesi olan Adalar Müzesi adaya gelen ziyaretçilerin ilgisini çekmektedir.
Adalarda vapurdan veya motorlardan indikten sonra çam ormanlarıyla ve korularla karşılaşırsınız. Adalardaki otomobil yasağından dolayı bisiklet veya fayton kiralayarak, yürüyerek doğal güzellikleri görebilirsiniz. Adaların her yerindeki lokantalarda lezzetli ada mutfağının tadına bakabilir, plajlarında denize girebilir, otel ve pansiyonların herhangi birisinde konaklayabilirsiniz.
Tüm Prens Adaları, insanların dostlukla kenetlendiği din, dil, ırk ve mezhebine bakılmadan insanca yaşamanın kabul edildiği, kişisel kavga ve menfaatlerin yaşanmadığı, şehir hayatının sıkıcılığından kurtulup duygu ve düşüncenin keyifle geçirilebileceği farklı bir atmosferin yaşanabileceği yerlerdir. Prens Adaları, tüm ziyaretçilerini eşsiz özellikleriyle, huzur, sükunet ve dostça kucak açmakta ve ev sahipliği yapmaktadır.
CENGİZ BABAEREN
cengizbabaeren@cosmoturk.com
CENGİZ BABAEREN
YAZARA E-POSTA GÖNDER