Aşk bir görme kusuru, evlilik ise tedavisidir.
'Ruh ikizi' diye bir şey de yok. Çünkü, aşkın alevi söndükçe insanlar kusurlarını da görmeye başlıyorlar.
Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Sungur, ''Aşk, bir görme kusuru, evlilik ise bu kusurun tedavisidir'' dedi.
Prof. Dr. Sungur, Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Sürekli Mesleki Gelişim Etkinlikleri çerçevesinde, Balcalı Hipokrat Salonu'nda, Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Figen Doran, öğretim üyeleri, öğrenciler ve davetlilerin katıldığı, ''Aşk, Evlilik, Sadakatsizlik'' konulu konferansta, 'aşkın anatomisi'ni anlattı.
''Bir kadının tüm erkekleri tanıması için bir erkeği tanıması yetiyor. Ancak, bir erkeğin kadınları tanıması için bir kadını tanıması yetmiyor'' diyen Prof. Dr. Mehmet Sungur, ''Aslında kadın ve erkek birlikteliğinde her şey güzel başlıyor. Her iki taraf için bazen konuşmaya bile gerek kalmıyor. Birbirleri için yaratıldıklarına, bir elmanın iki yarısı olduklarına inanıyorlar. Hatta son zamanlarda 'ruh ikizi' diye bir tanımlama çıktı.
Oysa, 'ruh ikizi' diye bir şey de yok. Bu yüzden aşkı bir görme kusuru, evliliği ise bu kusurun tedavisi olarak tanımlıyorum. Çünkü, aşkın alevi söndükçe insanlar kusurlarını da görmeye başlıyorlar, yani bir nevi tedavi oluyorlar'' diye konuştu.
Prof. Dr. Sungur, çiftler arasındaki sadakatsizliğe değinirken, 'kadın aldatmaz' tabusunun artık yıkıldığını belirterek, şunları söyledi:
''Aldatma ne erkek, ne de kadın tarafından kabul edilir. Ama aldatanlar buna hep bir kılıf bulurlar, kendilerini haklı çıkarmaya çalışırlar. Toplumda aslında aldatma ile sadakatsizlik birbirine karıştırılıyor. Oysa bunlar farklı kavramlar. Kişi, partnerinin dışında başka birisiyle ilişkiye girdiği zaman sadakatsizlik yapmış oluyor. O ilişkiyi saklamaya çalıştığında da aldatmış oluyor.
Kadınların aldatması ise fazlaca konuşulmaz, çünkü bu bizim toplumumuz için son derece tehlikeli. Oysa erkeğin aldatmasına aynı gözle bakılmıyor. Bu toplumun kültürel yapısından kaynaklanıyor.''
Avrupa ve Türkiye'deki boşanma istatistiklerine de vurgu yapan Sungur, ''Amerika'da, her iki evlilikten biri boşanma ile sonuçlanıyor. Türkiye'de boşanma oranları Avrupa ülkelerine göre istatistiklerde düşük görünse de bu durum ülkemizdeki evliliklerin mutlu geçtiği anlamına gelmiyor. Türkiye'de halen gelenek ve görenekler, mutsuz da olsa evliliği boşanmaya götürmüyor'' şeklinde konuştu.
Yüzde 50 kaybetme riskine rağmen yatırım yapıyoruz
Prof. Dr. Sungur, artık evliliğinin 25'inci yılını kutlayanlara daha az rastlanıldığını, tüm bunlara rağmen insanların yine bekar yaşamadığını belirterek, şöyle devam etti:
''Hiç kimse boşanmak için evlenmiyor. Onlar, mutlu evlilikleri olan yüzde 50'nin içinde olacaklarına inanıyorlar. Bir iş adamı olsanız, yüzde 50 kaybedeceğiniz bir işe yatırım yapmazsınız, oysa yüzde 50'si kayıp olacak evliliğe yatırım günümüzde halen devam ediyor.''
Kaynak: AA
“Emanet”
“Hangi yüze hangi saç modeli?”
“Gribe Karşı Bağışıklık Sisteminizi Güçlendirin”
“Hoşgörü Duyguları Bastırmak Değildir!!!”
“Soğuk Kış Aylarına Cildiniz Hazır Mı?”
REKLAM
reklam@cosmoturk.com
İLETİŞİM
cosmoeditor@cosmoturk.com
TEL: (0212) 280 07 00
FAX: (0212) 244 13 32